Bir adam botunda, okyanusun ortasında ve küçük bir köpekbalığı görüyor. | Open Subtitles | كان هناك رجل على قاربه في وسط المحيط وراى جرواً اسود |
okyanusun ortasında, bir kasırga sırasında büyük bir su baskını oldukça muhtemel. | Open Subtitles | , في وسط المحيط خلال الإعصار تعتبر الكثير من الفيضانات احتمالاً واضحاً |
Çünkü okyanusun ortasında bir aile kayıkta mahsur kalsa ebeveynlerden biri kürek çekmek zorundadır. | Open Subtitles | لأنه لو كنا عائلة عالقة في قارب النجاة في وسط المحيط أحد الوالدين لربما يريد الاستمرار في التجديف |
Pasifik'in ortasında ıssız, küçük bir ada. | Open Subtitles | هذه جزيرة صغيرة منسية في وسط المحيط الهاديء |
Uzak bir adada Atlantik'in ortasında? | Open Subtitles | في جزيرة نائية في وسط المحيط الأطلسي؟ |
Rüyayı hatırla, okyanusun ortasındayız ve hani şu büyük yelkenli vardı ya? | Open Subtitles | أتذكر هذا الحلم كنا في وسط المحيط... وكان حقا مركباً شراعياً كبيراً ؟ |
okyanusun ortasında devasa bir çöp yığını var. | Open Subtitles | هناك هذه الكومة من القمامة في وسط المحيط |
okyanusun ortasında, internetsiz sıkışıp kalmış azgın denizciler. | Open Subtitles | البحارة المشتهين العالقين في وسط المحيط ولا وجود للواي فاي |
Üstelik aradığın çocuk okyanusun ortasında! | Open Subtitles | في سبيل إيجاد طفل بقارب في وسط المحيط |
Üstelik aradığın çocuk okyanusun ortasında! | Open Subtitles | في سبيل إيجاد طفل بقارب في وسط المحيط |
okyanusun ortasında sadece sen ve ben. | Open Subtitles | أنا وأنتِ فقط، وحدنا في وسط المحيط |
Şuradaki adres-- okyanusun ortasında bir yer. | Open Subtitles | ...هذا العنوان هنا لقد وضعنا في وسط المحيط |
Motorlar okyanusun ortasında her zaman bozulur. | Open Subtitles | المحركات تعطل في وسط المحيط طوال الوقت |
okyanusun ortasında olmanı düşünmek bana iyi geldi. | Open Subtitles | أنا أحب بالفعل فكرة أنكِ في وسط المحيط |
okyanusun ortasında nasıl çıkacağımızdan bahsetmiyor. | Open Subtitles | دون ان نذكر اننا سنهرب في وسط المحيط |
Yani okyanusun dibindesiniz. Bu haritayı seviyorum çünkü okyanusun ortasında sıradağlar olduğunu gösteriyor. | TED | ولذلك فإن قاع المحيط هو... أحب هذه الخريطة لأنها تظهر سلسلة من الجبال في وسط المحيط. وسلسلة الجبال هذه هي أكبر سلسلة على الأرض. |
okyanusun ortasında Teksas büyüklüğünde atılmış plastik ürünlerden oluşan bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة في وسط المحيط بحجم ولاية (تكساس) وهي مغمورة بكل الأغراض البلاستيكية التي نرميها |
örneğin yeni bir yuva bulan bir arı kovanı gibi veya bir yırtıcıdan kaçan kuş sürüsü gibi, veya Pasifik'in ortasında minicik bir ada bulmak için bilinçlerini ortak bir havuzda toplayan kuş sürüleri gibi, veya kendilerinden büyük bir avı yere seren kurt sürüsü gibi. | TED | مثل، خلية النحل التي تجد مكان جديد للعيش، أو سرب من الطيور التي تهرب من حيوان مفترس، أو سرب من الطيور القادرة على التجمع بحكمة وتستكشف وتجد بقعة صغيرة لجزيرة في وسط المحيط الهادئ، أو مجموعة من الذئاب القادرة على إسقاط أكبر عدد من الفرائس. |
Manyak okyanusun ortasındayız. | Open Subtitles | نحن في وسط المحيط اللعين |