Bak, bütün yaz küçük asistanının işinde çalışıyordun, el arabasını sürüyordun, kahve getirip, herşeyi düzenliyordun. | Open Subtitles | فكما ترين ، لقد كنتِ تعملين على مدار الصيف في وظيفتك الصغيرة كمساعدة تقودين العربات وتقدمين القهوة وتنظمين الأشياء |
Sen yazmaya devam etmelisin ama, çünkü gündelik işinde berbatsın. | Open Subtitles | عليكِ أن تستمري في الكتابة لأنكِ سيئة نوعاً ما في وظيفتك النهارية |
Sadece vardiyan bitene kadar işinde kalmaya çalış, tamam mı? | Open Subtitles | فقط اقلق بكونك في وظيفتك حتى تنتهي مناوبتك حسناً؟ |
İşinde iyi olduğunu çünkü her sonucu düşündüğünü söyledin. | Open Subtitles | قلت لك كانت جيدة في وظيفتك لأنك تعتقد من خلال كل نتيجة. |
Hatta o kadar iyi ki, düşündüm de ikinci işinde çalışmana gerek bile kalmayabilir belki. | Open Subtitles | إزهارٌ قوي لدرجة أنني أفكر ربما... قد لا تحتاج للعمل في وظيفتك الثانية. |
- Eski işinde hiç öyle yerlerde bulundun mu? | Open Subtitles | أذهبت لمكان مثل هذا في وظيفتك السابقة؟ |
Umarım şu işinde tutunursun. | Open Subtitles | آمل أن تنجح في وظيفتك الجديدة |
Eski işinde. | Open Subtitles | في وظيفتك القديمة. |
- İşinde harikasın adamım! | Open Subtitles | -أنت عظيم في وظيفتك ، ايها الرجل |
İşinde gayet iyisin. | Open Subtitles | أنتِ جيدة في وظيفتك |
- Hut'taki işinde. | Open Subtitles | في وظيفتك في ال(هات) |
- Hut'taki işinde. | Open Subtitles | (في وظيفتك في ال(هات |