Kış akşamlarını ısıtan Elindeki o scotch viski var ya? | Open Subtitles | هذا الويسكي في يدك الذي يدفئك في ليالي الشتاء الباردة؟ |
Masadaki kartlar, Elindeki kartlar. | TED | الأوراق على الطاولة، الأوراق التي في يدك. |
Mesela şu an Elinde bir silah olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | مثل .. افترض الان ان معك سلاحاً الان في يدك |
Bir de Elinde içkini tutacaksan sol eline al derim. | Open Subtitles | ، وإن كنت تحمل شراباً . أبقه في يدك اليسرى |
Güvercin telefonu senin eline bırakacak. Mesajı silip resepsiyona geri fırlatacaksın. | Open Subtitles | الحمامة توقع الهاتف في يدك تحذفين الرسالة و تعيدينه إلى الطاولة |
Para kısa bir süre önce elindeydi ve çok kısa bir süre sonra eline geçecek. | Open Subtitles | ..كانت تلك القطعة في يدك وسوف تحصل عليها مرةً أخرى قريباً |
Onu ellerinin arasında tuttun. | Open Subtitles | مهما كان هو فله علاج انت حملته في يدك |
Ama ilerisi için söylüyorum, Elindeki o şey de telefon olarak kullanılabiliyor. | Open Subtitles | مستقبلا هذا الشيء في يدك يمكن ان يستخدم كهاتف |
İstediğin her şeyi yapabilirsin çünkü Elindeki silah tüm olayların çözümü. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون أيّ شيءٍ تريده لأنّ المسدس في يدك أشبه بشهادة دكتوراه |
Kimse bakmıyor. Elindeki kesiği görebilir miyim? | Open Subtitles | نعم، لا أحد ينظر، هل يمكنني أن أرى القطع في يدك لثانية؟ |
Elindeki diğer resim ATF'nin bulduğu diğer düzenek. | Open Subtitles | الصورة الأخرى التي في يدك هي للمُفتاح الذي وجده مكتب مُكافحة الإرهاب |
Sol Elindeki nesnenin sağ Elindeki nesne ile aynı olup olmadığını söyle... | Open Subtitles | ستقول لنا اذا كان الجسم الموضوع في يدك اليمنى هو نفسه الموضوع في يدك اليسرى |
Sol Elindeki nesnenin sağ elindekinin aynısı olup olmadığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستقول لنا اذا كان الجسم الموضوع في يدك اليمنى هو نفسه الموضوع في يدك اليسرى |
Eğer Elinde ekstra bir baş parmağın olsaydı kurtulmak istemez miydin? | Open Subtitles | لو أن لديك إبهام زائد في يدك ألن تود التخلص منه؟ |
Elinde o gazeteyi tutarken bir de nedenini mi soruyorsun? | Open Subtitles | يا له من تساؤل وأنتِ تحملين الجريدة في يدك |
Silahı Elinde hafifçe dengele ve tetiğe birden asılma. | Open Subtitles | حقق توازن بين ذلك الضوء في يدك وبدون رعشة على الزناد. |
Dün gece sen yerde uzanırken Elinde bir çeşit kamçı gördüm. | Open Subtitles | رأيتك البارحة مستلقيًا على الأرض. ومعك سوط في يدك. |
Bir anlık cesaret ve tamam. Kazığı sol eline al. | Open Subtitles | لحظة من الشجاعة وكل شيء سينتهي ضع الوتد في يدك اليسرى |
Sabunu sağ eline, çamaşırı sol eline al. | Open Subtitles | وتأخذى الصابون في يدك اليمنى والملابس في اليسرى |
eline aldın. Elinde ne var? | Open Subtitles | لأنك تضعه في يدك والآن ماذا تحمل في يدك ؟ |
Hayır, yemek için yol kenarında durduğumuzda senin elindeydi. | Open Subtitles | لا, لقد كان في يدك عندما توقفنا في ذلك المكان لتناول العشاء |
Eğer olay gerçekten ellerinin arasında ise, | Open Subtitles | إذا كانت الأمور هنا في يدك حقيقةً |