"قابله" - Traduction Arabe en Turc

    • tanıştığı
        
    • tanıdığı
        
    • görüştüğü
        
    • buluştuğu
        
    • buluştu
        
    • tanışmış
        
    • buluştuğunu
        
    • buluş onunla
        
    • Onunla görüş
        
    • onunla tanış
        
    Babam neden beni almaya yeni tanıştığı birini göndersin? Open Subtitles لماذا يرسل والدي أحد قابله للتو ليأخذني ؟
    Adsız alkolikler derneğinde tanıştığı bir yoga öğretmeniyle beraber. Open Subtitles هو يتجنب ذلك عندما قابله معلّم اليوغا في أمريكا الشمالية.
    Yeni tanıştığı yetişkine yalan söyleyen bir sokak çocuğu. Bu hiç olmazdı. Open Subtitles فتى من الشارع يكذب على شخص بالغ قابله للتو، ذلك لا يحصل إطلاقاً.
    Sizin şimdiye kadar tanıdığı en iyi öğretmen olduğunuzu söylüyor. Open Subtitles -أوه ، أجل ويقول إنك أفضل مُعلم قابله فى حياته
    Gittiği her yer, görüştüğü her insan aradığı hatta baktığı her yer. Open Subtitles كل مكان ذهب إليه وكل شخص قابله واتصل به او حتى نظر إليه من جنبه
    Ortak bir şeyler bulmaya çalışın. Ross'un buluştuğu kişiyi ele verecek herhangi bir bilgi. Open Subtitles افحصوا الأشياء المشتركة ، أى شئ يشير لهوية (الذى قابله (روس
    Mickey, Palm Springs'ten beri bu herifle birkaç kez buluştu. Open Subtitles قابله (ميكي) بضع مرات منذ ما حدث في (بالم سبرينغز)
    Onunla tanışmış; onu anlayan biri. Open Subtitles شخص ما قابله فهمه
    Hayır ama sen Paul'un parkta kiminle buluştuğunu bulduğunda olacak? Open Subtitles كلا لكن سأفعل عندما تعرفين من قابله في الحديقة
    Git buluş onunla ve bizi paraya götür. Open Subtitles قابله وحسب ، وقم بإرشادنا . إلى مكان المال
    Onunla görüş sonra da git, o yerinde... Open Subtitles قابله ثم اذهب فهو بطريق العوده الان
    onunla tanış. Open Subtitles قابله
    Yaptığı tüm alıntıları, tanıştığı herkesi, verdiği her oyu inceleyip bunları onun aleyhinde kullanmanın yollarını arayacağız. Open Subtitles كل يوم سوف نذهب إلى كل إقتباس وضعه كل شخص قد قابله كل صوت قد أخذه وسوف نبحث عن طرق لنستخدمهم ضده
    Babam o gece tanıştığı her hastaya büyük bir cömertlik ve ilgiyle yaklaşmıştı. Open Subtitles لقد كان حاضراً جداً وكريماً لكل مريض قابله ذلك اليوم
    Yeni tanıştığı bir ibneye genitallerinden bahsetmek isteyen biriyim sadece. Open Subtitles أنا رجل لا يشعر جيداً عندما يتحدث عن أعضاءه التناسلية لشخص قد قابله للتو
    Sonra bizim zamanımızda uyanıyor ve tanıştığı ilk kişi kızkardeşin. Open Subtitles ثم استيقظ في عصرنا وكان أول شخص قابله هي أختك ابنة
    Ve bunca zamandır banyoda tanıştığı bir yabancının hayatını yaşamak istediğini sanmıştım. Open Subtitles ...وذلك الوقت كله ظننت أنه أراد تلك الحياة حياة غريب قابله في دورة مياه...
    Campbell başka birinden bahsetmişti, dün gece barda tanıştığı birinden. Open Subtitles "كامبل" ذكر شخص آخر، شخص ما قابله في الحانه ليله الأمس.
    Buradaki arkadaş ise Harley'in Nil Nehri'nde yüzerken bir mavnada tanıştığı adam. Open Subtitles هارلي قابله مركب على أسفل عائِم النيل
    Ölmekte olan bir hastamın tanıdığı herkese, nefret dolu postalar göndermesine yardım ediyorum. Open Subtitles أنني أنفذ أمنيت رجل ميت بأرسال رسائل كراهيه لكل شخص قابله
    Boyd'un son zamanlarda görüştüğü adamlarla başlayabilirsin. Open Subtitles ربما تبدأ بالرجل الآخر الذي قابله
    Janvier'nin Santa Monica İskelesi'nde buluştuğu adamı teşhis ettik. Open Subtitles لقد حددنا هوية الرجل الذي قابله (جونفييه) في رصيف (سانتا مونيكا).

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus