Özür dilerim, hemşire sizinle görüşmemde bir sakınca olmadığını söyledi. | Open Subtitles | أنا آسفة الممرضة قالت أنه لا مانع لو أني دخلت |
Daha kesin bir şeyler söylemesini istedim o da Isabel'in boğulduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığını söyledi. | Open Subtitles | طلبت أسباب أكثر تحديدا وهى قالت أنه لا يوجد دليل مطلقا على أن ايزابيل تم كتم نفسها |
Daha kesin bir şeyler söylemesini istedim o da Isabel'in boğulduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığını söyledi. | Open Subtitles | طلبت أسباب أكثر تحديدا وهى قالت أنه لا يوجد دليل مطلقا على أن ايزابيل تم كتم نفسها |
Tamam ama üvey annesi kardeşi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً، لكن أمها بالتبني قالت أنه لا توجد صلات. |
Sana yardım edebilmek için başka şansımız olmadığını söyledi. | Open Subtitles | و قالت أنه لا يوجد طريقة تمكننا من مساعدتك |
Şerif Forbes tam bir şüphelinin bile olmadığını söyledi. | Open Subtitles | المأمورة (فوربس) قالت أنه لا يوجد مشته بهم على الإطلاق |
B, bilet almamıza gerek olmadığını söyledi. | Open Subtitles | بي" قالت أنه لا حاجة لأن نشتري تذاكر" |
Anneniz sorun olmadığını söyledi. | Open Subtitles | والدتكما قالت أنه لا بأس. |