Jody, bana olan büyük aşkından dolayı yaptığını söyledi. | Open Subtitles | جودي قالت بإنها فعلت ذلك بسبب حبها العميق لي. |
Daha iyi hissettiğini ve bizimle kalmayı çok istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بإنها تشعر بتحسن... و تريد حقاً البقاء معنا |
Seninle çalışmayı sevdiğini söyledi ama PolyGram iptal olunca kariyerinin bir yıl daha çöpe gitmesini izlemek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | نعم, هي قالت بإنها احبت العمل معك لكن الآن انت رفضت بوليغرام لا يمكن ان تمر سنة اخرى تشاهدك فيها تدمر حياتها المهنيية |
İlk o olacağını ve geri kalanının çağrılabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت بإنها ستكون الأولي، و الباقي سيتم استدعاؤه |
Bak! Kazanacağını söyledi. | Open Subtitles | إنظري،لقد قالت بإنها ستأخذ الإمتحان. |
Evet. Aşırı doz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم, لقد قالت بإنها جرعة مخدر زائدة |
Haberler iyi değil, grip olduğunu söyledi. | Open Subtitles | {\pos(192,025)} 'الأنفلونزا: قالت بإنها حفلة (أنفلونزا) |
Ha Na aradı! Geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت بإنها قادمة |
Tina bunların moda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بإنها تواكب للموضة |
Dairemde benden önce oturan çocuğu tanımadığını söyledi ama tanıyordu ve çocuk Lila'nın öldüğü gece onu ıslak halde eve dönerken görmüş. | Open Subtitles | قالت بإنها لم تكن تعرف الشاب الذي عاش في شقتي قبلا مني لكنها كانت تعرفه , ورآها تعود للمنزل مبللةً (ليلة مقتل (ليلى مبللة ؟ |