Her an burada olabileceğini söyledi. - Tamam mı? | Open Subtitles | قال أنّهم قد يصلون في أيّة لحظة اتّفقنا؟ |
- Keman çalacak. Seçmeye katılıp olumlu cevap aldığını söyledi. | Open Subtitles | سيعزف، قال أنّهم قبلوا بهِ في إختبار قييم الآداء. |
- Keman çalacak. Seçmeye katılıp olumlu cevap aldığını söyledi. | Open Subtitles | سيعزف، قال أنّهم قبلوا بهِ في إختبار قييم الآداء. |
O ikisinin kasabayı yok etmeye çalışan kişilerle çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّهم يعملون لصالح الذين يحاولون تدمير البلدة |
Arabamı bir güvenlik kamerasında gördüğünü söyledi o kadar. O kadar değil. | Open Subtitles | لقد قال أنّهم رأوا سيّارتي في، كاميرات المُراقبة، وهذا هو الأمر. |
Gümrükle uğraşmak istemediğini, çünkü ona hep zorluk çıkardıklarını söyledi. | Open Subtitles | لمْ يرد التعامل مع إدارة أمن النقل لأنّه قال أنّهم يُعاملونه بقسوة. |
Birbirlerini yediklerini söyledi. | Open Subtitles | -وماذا أيضاً؟ قال أنّهم يأكلون بعضهم بعضاً، آكلي لحوم بشر. |
Büro'dan olduklarını kim söyledi? | Open Subtitles | من قال أنّهم كانوا من المكتب ؟ |
- Evet, büyük silahlar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أجل، قال أنّهم كانوا أسلحة كبيرة |
Başka bir yere gideceklerini söyledi. | Open Subtitles | قال أنّهم لجؤوا لإتجاه آخر |
Martin Charles davasını arka plana attıklarını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّهم يضعون قضيّة "(مارتن)/ (تشارلز)" أفضليّة ثانويّة. |
Wall Street'in Eşleri'nin yapımcısı buralarda bir çekimleri olmadığını söyledi. | Open Subtitles | مُنتج برنامج "زوجات رجال (وول ستريت)" قال أنّهم لمْ يكونوا يُصوّرون في هذه المنطقة. |
Eşim Paul ve Benny'nin ellerinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّهم يحجزون زوجي (بول) و(بيني)، |