Pekala ondan ayrıl dedin ama o, onunla bir hayatı olduğunu söyledi bir kızı olduğunu ve tam orada, aniden kullanıldığını anladın. | Open Subtitles | إذن، أمرتِه أنّ عليه هجرها ولكن قال أنّ لديه حياة معها، ابنة وعند تلك اللحظة، فقدتِ أعصابكِ أدركتِ أنّه كان يستغلّكِ |
Sonra da şehirde bir görüşmesi olduğunu söyledi. Eve giderken onu da yol üzerinde bırakmamı istedi. | Open Subtitles | أعطيته المُبخّر، وبعد ذلك قال أنّ لديه اجتماع بوسط المدينة. |
Buradaki hayatımla ilgili soruları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قام بالتواصل معي قال أنّ لديه تساؤلات حول حياتي هنا |
Bir misyonu olduğunu S.P.I.'ın peşine düşmenin ilk adımı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديه مُهمّة، والسعي خلفهم كانت مُجرّد الخطوة الأولى. |
Pek çok güzel şeyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّ لديه الكثير من الملابس الجميلة. |
Bana, benimle ilgili iyi hislerinin olduğunu söyledi ve burayı anlattı. | Open Subtitles | قال أنّ لديه إحساساً تجاهي وأخبرني بأمر المستودع. |
Birkaç ay önce adamın teki evime geldi. Babamın nerede olduğuna dair bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | منذ عدّة أشهر جاء رجل لشقّتي قال أنّ لديه معلوماتٍ عن مكان أبي |
Birkaç ay önce adamın teki evime geldi. Babamın nerede olduğuna dair bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | منذ عدّة أشهر جاء رجل لشقّتي، قال أنّ لديه معلوماتٍ عن مكان أبي. |
Bir işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أتعلمين شيئاً؟ قال أنّ لديه شيئاً ليقوم به. |
S.P.I.'dan yana şikayetçi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديه ضغينة تجاه "س. ب. م.". |
Kaynakları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديه مصادر |
Ama Savitar gelecekte benim için planları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ما في الأمر أن (سافاتار) قال أنّ لديه خُططًا لي في المُستقبل |