- Çocuk hiç bağırmadığını söyledi. - Yalan söylüyor olmalı. | Open Subtitles | ـ الطفل قال إنه لم يصرخ قط ـ لابد أنه يكذب |
Reşat, o zamanlar bilmediğini söyledi ama bu adamlar saldırıyı planlamaya yardım etmişler. | Open Subtitles | رشاد قال إنه لم يكن يعرفه في ذلك التوقيت لكن الأمر تحول بأن هذا الرجل ساعد في هجمات الطائرة |
Tucker, kalbinin atmadığını söyledi sonra beni asansörden çıkarıyordun. | Open Subtitles | تاكر قال إنه لم يكن لديك دقات قلب والشئ الثانى الذى اعرفه تساعدنى على الخروج من المصعد |
Dünyada babandan daha iyi kasa patlatan olmadığını söyledi. Ne şimdi ne de ileride. | Open Subtitles | قال إنه لم يكن هناك كاسر شفرات خزن أفضل من والدك، الآن أو فيما بعد |
Tekrar ateş etmesinler diye kımıldamadığını söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لم يتحرك لأنه لم يرد أن يطلقوا النار ثانية. |
Çünkü müdürün partilerine katılmadığını söyledi. | Open Subtitles | لأنه قال لأنه قال إنه لم يذهب لحفلات آمر السجن يومًا |
Babam o silahı daha önce görmediğini söyledi. | Open Subtitles | وأبي قال إنه لم يرى ذلك المسدس من قبل |
Başka bir seçeneğinin olmadığını söyledi, efendim. | Open Subtitles | قال إنه لم يكن لديه خيار، سيدي |
Onu rahat bırak. Yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | أتركهُ وحده لقد قال إنه لم يفعل ذلك |
Doktor Stevens asıl patlamanın bu olmadığını söyledi. | Open Subtitles | - دكتور "ستيفنز" قال إنه لم يكن الإنفجار الأساسي |
Ve ona yeterince adil davranmadığımı söyledi. | Open Subtitles | وقد قال إنه لم يكن عادلاً بالنسبة له |
Annemi bir haftadır görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لم يرَ أمنا منذ أكثر من أسبوع. |
Bekleyemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لم يستطع الأنتظار |
Onu hiç görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لم يراها سابقاً |
Daha önce hiç bu kadar değerli bir silahı eline almadığını söyledi. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد قال إنه لم يمسك من قبل بسلاح ثمين مثله |
İyi hissetmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لم يكن مطمئناً. |
Bowler daha önce hiç böyle bir yara görmediğini söyledi. | Open Subtitles | (الرامي) قال إنه لم يرى جرح كهذا من قبل |