Horace bunu içtiğini söyledi. Genç ölmek istiyor olmalısın. | Open Subtitles | هوراس قال انكِ تشربين هذا أتريدين أن تموتي صغيرة |
Bizim aramamızı istedi. Ama yerini bildiğinizi söyledi. | Open Subtitles | وهو ليس هنا الأن لتأخر الوقت ولكنهُ قال انكِ ستعلمين اينَ سيكون |
Hızlı iyileştiğini ama daha yavaş tutman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | هو قال انكِ تتعافين بشكل جيد لكن تحتاجين للعودة ببطء |
Ama amirin öyle olmadığını söyledi, bu yüzden ben aksini söyleyene kadar masanın arkasına geç. | Open Subtitles | لكن رقيبكِ قال انكِ لستِ كذلك, لذا خلف المكتب حتى أقول. |
Son seanslarına geldiğini ama ona göre terapiyi bitirmeye hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال انكِ كنتي تعملي على طريقك من خلال جلساتك الاخيرة ولكن هذا في منظوره انك مستعدة لتنهي علاجك |
Burada olabileceğini söyledi. Yardıma ihtiyacın olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | قال انكِ سوف تكوني بألاسفل هنا أعتقد أنك بحاجة الى بعض المساعدة |
- Bizimle daha uzun yaşayacağını söyledi. - Şimdilik senden daha uzun yaşayabilirim. | Open Subtitles | قال انكِ ربما تعيشين اكثر منا انا استطيع ان اعيش اطول منك الان - |
Ama hizmetçin kralla beraber olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن خادمكِ قال انكِ فى مقابلة مع الملك |
Fahey bana şehirde olduğunu söylediğinde benim yerimi de bildiğini söyledi. | Open Subtitles | عندما اخبرنى (فاهى) انك فى المدينة قال انكِ تعرفين اين انا بالفعل |
Jared biraz işinin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | جاريد قال انكِ تسيلين الدموع |