"قام بتغيير" - Traduction Arabe en Turc

• değiştirmiş
• değiştirdi
• değiştirdiğini
• değiştiren

Bu demek oluyor ki, Lazarus kendi moleküler modelini değiştirmiş.
هذا يعني أنَّ لازروس قام بتغيير أنماطه الجزئية

William olmayınca davranış biçimini değiştirmiş.
حسنا,بخروج ويليام من الصورة قام بتغيير سلوكه

Hayır, Şerif. Şu ileri zeka kameradaki kaseti değiştirmiş.
لا, ايها المأمور العبقري هناك قام بتغيير الكاميرا

O bu ülkenin yüzünü değiştirdi, bugün gördüğünüz-şahit olduğunuz gibi.
لقد قام بتغيير وجه هذا البلد كما تشاهدون اليوم

Ama mutfaktaki ampulü kim değiştirdi peki?
اذن من قام بتغيير لمبات المصباح في المطبخ ؟

Zodiac Katili'nin (*) kurban tipini sürekli değiştirdiğini biliyor musunuz?
هل تعرفون ان قاتل الأبراج الاصلي قام بتغيير ضحاياه بشكل دائم في الحقيقة

Yüzünü değiştiren estetik cerrah çene ameliyatını silikonlarla yapmış.
جراح التجميل الذى قام بتغير وجهه لقد قام بتغيير شكل ذقنه باستخدام السيليكون الصناعى

Biri kutuların dışında ki numaraları değiştirmiş.
شخص ما قام بتغيير الأرقام في الجهة الخارجية من الحاويات.

Fırat emniyete girmeden önce soyadını değiştirmiş.
لقد قام بتغيير اسمه قبل انضمامه الى الشرطة.

Niye? Biri takvimin tarihini değiştirmiş.
أحدهم قام بتغيير التاريخ في صفحة التقويم.

Tom, Cadılar Bayramı için kapak resmini değiştirmiş.
توم قام بتغيير الصورة الشخصية الخاصة به لتناسب احتفال الهالوين.

Nevins bu büyüyü Ynglinga Destanı'ndan almış ama bir şeyi değiştirmiş.
التعويذة التى قام نيفينز بالقائها من أسطورة ينلينجا الملحمية لكنه قام بتغيير شيء ما

Alarmı atlatıp, bazı şeylerin yerini değiştirmiş ama karşısına köpek çıkmış.
لقَد تجاوز الهجوم المُباغِت، قام بتغيير بعض الأشياء من حوله، وتمّت مٌقاطعتُه من قِبَل الكلب.

Gözlerinin ya da saçının rengini değiştirmiş olabilir.
ربما قام بتغيير لون شعره أو لون عينيه

Fakat İsveçli bir tezgahtar, boş zamanlarında fizik çalışarak, dünyayı değiştirdi.
لكنه كان رجل دين سويسرى فى الـ 26 من عمره يعمل على الفيزياء فى وقت فراغه و قام بتغيير العالم

Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor ama o yazı hayatımı değiştirdi.
اعلم أن هذا سيبدو كالجنون ولكنه قام بتغيير حياتي

Sonrasındaysa, babamla nişanlandı. O da vasiyetini değiştirdi.
فأقلعت عني ، و تالي شيء علمته، أنها خـُطبت لوالدي،و قام بتغيير وصيته.

Geçmişte bir şeyi değiştirdiğini öne sürüyorsun--
أتحاول القول أنه قام بتغيير شيء في الماضي،

ATT'nin hikayesini değiştirdiğini söylediler.
أردوا مني أن أخبركِ بأن المُسعف قام بتغيير روايته

Neden vicdan krizine girdiğini ve neden beyanını değiştirdiğini sormaya başladı.
بدأت تتساءل لماذا قد شعر بتأنيب الضمير ؟ ولماذا قام بتغيير شهادته ؟

Sen, daha yeni hayatını değiştiren zengin ve çekici bir adamla çok güzel bir yemeğe çıkacak olan fevkalade bir balerinsin.
أنت راقصة باليه استثنائية على وشك تناول وجبة فاخرة مع رجل غني وساحر الذي للتوّ قام بتغيير حياتك.

Aslında tebrik edilmesi gereken kişi damgaları değiştiren.
تحياتي للفنّان الذي قام بتغيير الأوسمة