Sadece bir şeyi kanıtlamak için istila edici, çılgın ve yasa dışı olan uç şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | تستخدمين وسائل مجنونة و غير قانونيّة بالمرّةِ |
yasa dışı uygulamalar ve sahte belgelerle ilgili. | Open Subtitles | شيء عن مُمارسات غير قانونيّة ووثائق مٌزوّرة. |
Neden bir Çin Lokantası'ndaki yasadışı bir kumar baskınında parmak izlerin vardı? | Open Subtitles | لماذا وجدت بصماتكِ بعد مداهمة لعبة بوكر غير قانونيّة في مطعمٍ صيني؟ |
Müvekkilinin yasadışı bir silah satışı olayına dahil olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا نعتقد أنّ مُوكّلتكِ مُتورطة في بيع أسلحة غير قانونيّة. |
Fakat Yasal sorumluluk doğurmayadan da sorunun halledilebileceği başka yöntemler biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي اعرف طرق أخرى تحقّق نفس الشيء من دون تداعيات قانونيّة |
Size bazı avukatların isimlerini verebilirim, ama biz önceden hukuk müşavirine danıştık. | Open Subtitles | بإمكاني أن أزوّدك بأسماء بعض المحامين لكننا قمنا سلفا باستشارة قانونيّة |
Avukatıma bir danışmam lazım ama alışveriş terapisinin geçerli bir hukuki strateji olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لتفقدت الأمر مع محاميتي. لكنّي لا أظنّ العلاج بالتجزئة خطّة قانونيّة قابلة للتطبيق. |
- Olie, izin geçerli. - Teşekkürler. | Open Subtitles | أولي) , ذريعته قانونيّة) شكرًا لك |
Bunu sen yaparsan yasa dışı olur. | Open Subtitles | عندما تقومين أنتِ بذلك، فإنّها عمليّة تفتيش غير قانونيّة. |
- Yani bu bir yasa dışı casusluk operasyonu. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّها عمليّة تجسس غير قانونيّة. |
18 ay önce, yasa dışı araştırma çalışması devam ederken, | Open Subtitles | قبل 18 شهرًا، في حين تم عمل دراسات غير قانونيّة في المكاسب الوظيفيّة |
Walt bölgede yasa dışı bir rodeo faaliyeti olduğundan bahsetti.. | Open Subtitles | ذكرَ (والت) أنّ هنالك مسابقةٌ ، غير قانونيّة تجريّ بالمنطقة |
yasa dışı bir rodeo mu? | Open Subtitles | مسابقة رعاة بقرٍ غير قانونيّة ؟ |
Tüm bu topraklar yasadışı rodeo alanı sahibi aynı adam tarafından sahiplenildi. | Open Subtitles | كلُّ هذه الأرض يملكُها نفسُ الرجل . الّذي يقيمُ مسابقاتٍ غير قانونيّة |
Müvekkilinin yasadışı bir silah satışı olayına dahil olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا نعتقد أنّ مُوكّلتكِ مُتورطة في بيع أسلحة غير قانونيّة. |
İşte bu yüzdendir ki, sanıyorum, kıskançlık bizleri sadece şiddet içeren ya da yasadışı şeyler yapmaya kışkırtmıyor. | TED | و أظنّ أنّ ذلك هو ما يجعل الغيرة تحسنا على القيام بأفعال عدوانيّة أو غير قانونيّة. |
Bu da benim aklıma yasadışı dinleme ihtimalini getiriyor. | Open Subtitles | ويبدو منها أن هناك عملية تنصّت غير قانونيّة |
Ne duydunuz bilmiyorum ama bu silahlar Yasal ve kaydı var. | Open Subtitles | لا أعرف ما قد سمعتِه، ولكن كلّ هذه الأسلحة قانونيّة ومشمولة. |
Yasal olacak ve glakom ve baş ağrısından mustarip insanlara yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | وأعيش بطريقة قانونيّة وأساعد الأشخاص الذين يُعانون من علّة بأعينهم ومن الرّهبة النفسية |
Bu bilgileri korumak Yasal yükümlülüğümüz. | Open Subtitles | ادينا التزامات قانونيّة من أجل حماية هذه الأشياء |
Yani, hem böyle bir hukuk şirketi inşa edip, hem de oğlunu yetiştirmek bu sıradışı bir şey. | Open Subtitles | أعني، كونها تمكّنت من تشييد مؤسّسة قانونيّة كتلك، وتربية ابنها في الوقت ذاته... إنه.. إنه أمر خارق للعادة! |
Biliyor musun, Castle, bu güne kadar, hep üzerinde çalıştıkları hukuki bir dava yüzünden öldürüldüklerini üzerinde durdum. | Open Subtitles | أوَتعلم يا (كاسل)، حتّى اليوم كنتُ أضع هذا في النظرية القائلة بأنّهم قتلوا بسبب قضيّة قانونيّة كانوا يعملون عليها |
- Olie, izin geçerli. | Open Subtitles | -أولي)، ذريعته قانونيّة) . |