yumruğunu kaldırmış insan fikirleri tükenmiş insandır. | Open Subtitles | الرجل الأول الذي يرفع قبضته هو الرجل الذي تنفذ منه الأفكار |
yumruğunu seyircilere doğru kaldırdı ve parmağındaki Pembe Panter Elmasını gösterdi. | Open Subtitles | و رفع قبضته للحشود و عليها ماسة النمر الوردي |
Çocuğun teki meleğin parmağını koparmış, şimdi de sanki yumruk sallıyormuş gibi duruyor. | Open Subtitles | بالاضافة الى ان بعض الاطفال يقومون بظرب هذا النصب وهو يبدو كمن يهز قبضته |
Şu an o kadar kızgınım ki bebek bile yumruk atıyor. | Open Subtitles | أنا منزعجة من أختي الآن، لدرجة أن الطفل يكور قبضته |
Krallığın koruyucusu olsun, olmasın, kralı elinde tutan, krallığı da tutar. | Open Subtitles | حامي أو غيره، من يُحكم قبضته على الملك يُحكمها على المملكة |
Enerji dolu Yumruğu, diktatör dünyaya karşı koymaya hazır olmalı. | Open Subtitles | "قبضته المفعمة بالحيوية لابد وأن تستعد للصمود، أمام كلمة استبدادية." |
Bizi yumruğunda gücünü daha da arttırarak sıkıyordu,.. | Open Subtitles | ويحكم قبضته حولنا ليضمنا لبعضنا البعض اكثر واكثر |
Belli ki yumruklarını kullanmayı da seviyormuş. | Open Subtitles | صحيح, وكما يظهر يبدو أنه كان يحب استخدام قبضته. |
Bilsin ki, o küçücük yumruğunu bize doğru sallayacak olursa öyle bir ısırırız ki, ellerini cebinden çıkardığına pişman olur! | Open Subtitles | أخبره إن كان يريد تسديد قبضته نحونا فإننا جاهزون لأن نردها له وسيتمنى لو أبقى يداه في جيبه |
Babam beni yalanlarla rahatlatma zahmetinde bulunmazdı. yumruğunu kullanırdı. | Open Subtitles | أبي لم يزعج نفسه بالكذب، لقد كان يستخدم قبضته. |
Sen ejderhanın ağzına bakıp yumruğunu o hanım evladının boğazına geçiren beyaz atlı bir şövalyesin. | Open Subtitles | كنت الفارس على الحصان الأبيض الذي حدّق في فك التنين وحشر قبضته مباشرة في حنجرة اللعين. |
Tanrı sizi elinin içinde tutsun ve yumruğunu hiçbir zaman çok sıkmasın. | Open Subtitles | ليمسك بكما الرب بيده ولن يغلق قبضته بشدة |
Bana yumruğunu kaldırdı bende iki kere ateş ettim. | Open Subtitles | أنه أثار قبضته في وجهي لذلك أنا أطلقتُ النار مرتين |
Koca yumruğunu ağzına sokabilen eski alt komşunuzu hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتتذكرون جاركم العجوز و الذي لم يستطع ادخال قبضته بالكامل بفمه؟ |
Normal bir insan yanarak öldüğünde kasları kasılır ve elleri yumruk olup vücudu öne doğru eğilir. | Open Subtitles | عندما يحرق بشري طبيعي حتى الموت تنقبض عضلاته فتتكون قبضته ، بالإضافه لأنه ينحني للأمام |
Haynes'ten yıkıcı bir sağ yumruk, Nakano'nun canı yanmış olmalı. | Open Subtitles | هاينز مع قبضته اليمنى المدمرة يبدو انها اذت نكانو |
Sonra benimle de kankalar gibi yumruk tokuştursun. | Open Subtitles | أنتم رائعون يا رفاق ثم سيعطيني قبضته كما يفعل الأشقاء. |
"Akıllı Örümcek doğru yumruk atar!" | Open Subtitles | قصة العنكبوت المطرود خارج قبضته الصحيحة |
Hem de, eğer Düzen Efendisi'nin taşıyıcısı ortakyaşamın iyileştiremeyeceği kadar yaralanırsa, elinde bir insan bulundurması oldukça iyi olur. | Open Subtitles | اضافة إلى أن عائل حاكم النظام قد يصاب إصابة أكبر من قدرة السمبيوت على الشفاء من المفيد جدا وجود بشري قريب في قبضته |
Kızılderili adım "Yumruğu Havada Oturan Boğa" olabilirdi. | Open Subtitles | " انه " الشخص الجالس مع قبضته اسمي القبلي |
yumruğunda buruşmuş o kâğıtı kastediyorsan göndermiş derim. | Open Subtitles | اذا كنت تعني تلك الورقة التي تكورت في قبضته, فنعم, قد فعل |
Tatlı patates çocuk yumruklarını ağzına tıktı ta ki söyleyecek bir şeyi kalmayana kadar. | TED | وأَقحم الصبي "حبة البطاطا" قبضته في فمه حتى لم يعد لديه ما يقوله. |
"Justine onun kavrayışına engel olamadan, | Open Subtitles | وقبل أن تتمكن جوستين من أن تتخلص من قبضته |
Onun üzerinizdeki hakimiyetini kaldıracağım. | Open Subtitles | الآن يا (تيتوبا) سوف أكسر قبضته من عليكما |
Kocam acısını ve kederini yumruklarından çıkarır. | Open Subtitles | زوجي يأخذ حزنه والألم في قبضته |