"قبل أن ألتقي بك" - Traduction Arabe en Turc

• Seninle tanışmadan önce
• Seninle tanışana kadar
• Seninle tanışmadan önceki

Bunu söylemiştim sana. Seninle tanışmadan önce yoktum .
أخبرتك بأني لم أكن موجودة قبل أن ألتقي بك

- Seninle tanışmadan önce.
لقد عشتُ الكثير من السنين قبل أن ألتقي بك

- Seninle tanışmadan önce de öldürdüm sen bana kendimi nasıl koruyacağımı öğretmeden önce.
،لقد قتلتُ قبل أن ألتقي بك قبل أن تعلمني كيف أحمي نفسي

Seninle tanışana kadar, ne kadar derin bir yalnızlığa sahip olduğumu anlamamıştım sanırım.
أعتقد بأني لم أدرك قبل أن ألتقي بك أني كنتُ وحيدة في طريق بعيد جداً

Seninle tanışmadan önceki yirmi yıl oldukça iyiydim, sen olmadan da kendi başıma çok iyi idare edebilirim.
لقد كنت وحدي ل 24 سنة قبل أن ألتقي بك و أستطيع أن أعمل جيداً بدونك

Seninle tanışmadan önce bile seni bekliyordum.
كنت أنتظرك حتى قبل أن ألتقي بك

Seninle tanışmadan önce senin hakkında bir his vardı içimde.
حتى قبل أن ألتقي بك كان لدي ولع عنك

Seninle tanışmadan önce el bartoydum, Skinner'in felaketiydim,
قبل أن ألتقي بك كنت إلبراتو معذب سكينر

Seninle tanışmadan önce başka bir hayat yaşadım.
عشت حياةً أخرى قبل أن ألتقي بك.

Demek istediğim, Seninle tanışmadan önce, endişeliydim
أقصد، قبل أن ألتقي بك كنت أقلقُ بخصوص

Seninle tanışmadan önce orada resepsiyonistlik yapıyordum.
كنت عاملة استقبال قبل أن ألتقي بك

Seninle tanışmadan önce.
قبل أن ألتقي بك

Seninle tanışmadan önce tüm bunlardan uzak duruyordum.
كنت سأتجلهلها قبل أن ألتقي بك

Amy Seninle tanışmadan önce herhangi birine yakın olmaya dair bir ilgim yoktu.
... "أيمي" قبل أن ألتقي بك لم يكن لدي أية رغبة لأكون حميماً مع أي احد

Süreç'ten önce. Seninle tanışmadan önce.
قبل (العملية) ، قبل أن ألتقي بك

Seninle tanışana kadar Calabasas'tan haberim yoktu.
لم أسمع بـ(كالاباساس) قبل أن ألتقي بك

Seninle tanışmadan önceki mutlu hayatıma, onun bebekliğindeki zamanıma geri döneceğim.
سأعود في الزمن إلى الوقت الذي كانت فيه مجرد طفلة, قبل أن ألتقي بك, إلى أسعد وقتٍ في حياتي.