O zaman yarın sabah vizitelerden bir saat önce buluşuruz. | Open Subtitles | غذاً سنلتقي غداً، قبل ساعةٍ من التحضير للجولات |
Dükkan çalışanı bir saat önce, dükkanı kapatıp çöpü çıkarırken bulmuş. | Open Subtitles | ، عثرَ عليها البائع بينما كان يقوم بإخراج القُمامة . قرب وقت الإغلاق، قبل ساعةٍ تقريباً |
Bir saat önce kaçıran kişiyle görüştüm ama onu elimden kaçırdım. | Open Subtitles | إلتقيتُ بالخاطف قبل ساعةٍ من الآن، لكنّي أضعتهُ. |
Anthony'nin takımı bir saat önce dönmüş olmalıydı. | Open Subtitles | فريق أنتوني كان من المفترض أن يعود قبل ساعةٍ من الأن حسنا، دعونا نأمل فقط أنهم لم يلتقوا |
Hayır, piç kurusu kasten 1 saat önce geldi. | Open Subtitles | كلّا, الأحمق أتى عمدًا قبل ساعةٍ من الموعد |
Bir saat önce müzede olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نكون في المتحف قبل ساعةٍ |
Eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm ama seni gözaltına altına aldıklarını yaklaşık bir saat önce öğrendim. | Open Subtitles | ... آسف لقطع متعتكم هنا ولكن لم يتمّ إعلامي ... تمّ إعتقالك حتّى قبل ساعةٍ من الآن |
- Bir saat önce. | Open Subtitles | قبل ساعةٍ - هذا يعطيهُ وقتٌ كافٍ - |