Çünkü o çocuk babasını öldüren adamı görmek için mahkemeye gidecekti. | Open Subtitles | لأنّه تعيّن عليه حضور المحكمة لمقابلة الرجل الذي قتل أباه |
Ama köyünü kılıçtan geçirip babasını öldüren isimsiz adam gölgelerde gizli kaldı. | Open Subtitles | لكن الرجل المجهول. الذي ذبح قريته و قتل أباه |
Sizin istediğiniz onu bir hayvan gibi kafese sokmak. babasını öldüren hayvan gibi. | Open Subtitles | إن ما تريده هو حبسه كحيوان، كالحيوان الذي قتل أباه. |
Alex, Myshkin'in babasını öldürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | (أليكس) قال أن (ميشكن) قتل أباه. |
Alex, Myshkin'in babasını öldürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | (أليكس) قال أن (ميشكن) قتل أباه. |
Çocuğun üvey babasını öldürüp parasını aldıktan sonra neden tekrar suç mahalline geldiğini açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن توضح لو أنه قتل أباه وسرقه هل كان سيرجع بالنقود لمسرح الجريمة؟ هل كان سيرجع بالنقود لمسرح الجريمة؟ |
Ve Francis, babasını öldüren kişi bunu iyi bilir. | Open Subtitles | وفرانسس,الذي قتل أباه, يعرف بهذا |
babasını öldüren adamsın. - Ne? | Open Subtitles | الرجل الذي قتل أباه. |
Kendi babasını öldüren bir oğul. | Open Subtitles | الإبن الذي عمل على قتل أباه |
"Persepolis," bir kızı İranlı annesiyle yakınlaştırıyor ve "Denizin Dişleri" de, genç bir çocuğun önce babasını öldüren, sonra da annesini bir bot gezisinde denize düşürerek öldüren şiddetten kaçışında tecrübe ettiği korkuyu ifade edebilme biçimini anlatıyor. | TED | فتاة حثها فيلم "برسيبوليس" لتقترب أكثر من أمها الإيرانية, و "الفك المفترس" أصبح الطريقة التي من خلالها تمكن طفل صغير من التعبير عن الخوف الذي اعتراه عند فراره من العنف و البطش الذي قتل أباه أولاً ثم أمه التي ألقيت في البحر أثناء رحلة بالقارب. |
Ödip, babasını öldürüp, annesiyle evlenmişti. | Open Subtitles | -أوديب) قتل أباه ، وتزوج أمه) |