Eğer kendi yaratıcılığımızı, icat etme yeteneğimizi kavrayabilecek olursak, onun açtığı yolda çalışarak öğrenilecek korkunç derecede fazla şey var. | Open Subtitles | وإذا أردنا أن نفهم الإبداع الخاصة بنا قدرتنا علي الاختراع هناك الكثير يمكن تعلمه من خلال دراسة طريقة ابتكاره هو |
Yazılı kelimelerin kalıcı olduğunu anladığımız zaman insanlar ezber yeteneğimizin kaybolacağını sandılar. | TED | في الماضي عندما انتشرت الكلمة المكتوبة، ظن البشر أننا سنفقد قدرتنا على التذكر. |
Hızlı büyüyüoruz ve sonra duraklıyoruz -- bu bizim esnekliğimizin bir parçasıdır. | TED | لقد نمت بسرعة ثم توقفت وهو جزء من قدرتنا على البقاء |
Yaydığı sinyal, iletişim ve ışınlama güçlerimizi engelliyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو أن إشارته تحجب قدرتنا على الانتقال والاتصال |
Kalkan çok hızlı oranda gücümüzü emiyor. | Open Subtitles | الدرع يستنزفف قدرتنا بسرعة هائلة -لماذا؟ |
Sınanana dek gücümüzün farkında olmayız. | Open Subtitles | نحن في أغلب الأحيان لا نعرف قدرتنا حتى ندخل فى أختبار صعب |
Sayın Başkan, insanlar, onları koruma becerimize olan inançlarını kaybediyor. | Open Subtitles | سيدى الرئيس ...الناس بدؤوا يفقدون الإيمان فى قدرتنا على حمايتهم |
130 bin yıl boyunca neden akıl kapasitemiz hiç değişmedi. | Open Subtitles | لـ 130 ألف عام، قدرتنا لكشف الأسباب بقت دون تغيير. |
Aslında, hiçbirşey bizim işitmeyi geri kazanma yeteneğimize yaklaşamıyor bile. | TED | في الواقع , لا شيء في الواقع يقترب حتى من قدرتنا على استعادة السمع. |
Gerçek gücün sadece kullandığımız büyülerde olmadığını, zor seçimler yapabilme yeteneğimizde olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت ان القوه الحقيقيه ليست فقط السحر الذي نستخدمه. ولكنها قدرتنا علي اتخاذ قرارات صعبه. |
Ordunun başındaki kişiyle soruşturma becerimizi bu görev için birleştirebiliriz. | Open Subtitles | وبحضور الجيش قدرتنا في التحري ستكون حساسة |
Ve böylece, kendi çıkarlarımız doğrultusunda mukabele yeteneğimizi ve dünyaya karşı olan sorumluluğumuzu kavramaya başlarız. | TED | كما أنه في هذه المرحلة، من خلال مصلحتنا الشخصية، نبدأ أخيراً بإدراك قدرتنا على تكييف مفهوم مسؤوليتنا لبقية العالم. |
Her şeyden önce, bazı insanlar bunun düşüncesiyle bile sarsılıyorlar. Ya evrim gerçekliğin tarafını tutmuyorsa? Demek istediğim, bu durum bütün çabalarımızı sarsmaz mı, tüm gerçeği düşünebildiğimizi düşünme yeteneğimizi ve düşünürsek muhtemelen senin kendi kuramını da? | TED | ما أقصد هو إن البعض سيكون مكتئبا كثيرا حول فكرة إن التطور لا يحابي الواقع أعني ألا يعني ذلك تلغيم جميع محاولاتنا هنا كل قدرتنا على التفكير بأننا نفكر الحقيقة وممكن حتى نظرياتكم الخاصة إن فهمتم هذا؟ |
Bize şuan bir zaman ve hammadde darboğazında yaşamakta olduğumuzu ve problem çözme yeteneğimizin, limitleri zorladığını söylemekte. | Open Subtitles | لقد قال بأننا : نعيش في عنق زجاجة الزمن حيث تبدأ مواردنا و قدرتنا على تخطي المشاكل |
Onların sayılarının küçüklüğü, bizim yeteneğimizin büyüklüğü sayıları bizim tarafımıza çekecek. | Open Subtitles | كلما قلـت أعدادهـم زادت قدرتنا على تحويـل تلك الأصوات بإتجاهنا |
Ve bu bizim gözle görülür hayatı keşvetme bir şansımız olabilir. | TED | وذلك يمكن ان يكون فرصتنا في اكتشاف الحياة في حال عدم قدرتنا على رؤيتها بوضوح |
Ülke dışındaki askeri güçlerimizi besleyemeyiz. | Open Subtitles | سوف نفقد قدرتنا على نشر قوّاتنا المسلحة في جميع أنحاء العالم. |
gücümüzü aşan şeylere karışmak gibi mesela. | Open Subtitles | مثل التدخل فى اشياء تتعدى قدرتنا - |
gücümüzün ötesindeki varlıklarla savaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا نتعامل مع قوى تفوق قدرتنا على السيطرة. |
Ve şimdi bunun gibi, anlamsız küçük bok Ellsberg... bu ülkenin diplomatik sırlarını yayınlıyor... yabancı politikaya rehberlik etme becerimize zarar veriyor. | Open Subtitles | والآن، هذا التافه الوضيع (إلزبرغ) ينشر كل أسرار هذه البلاد الدبلوماسية كل هذا يدمر قدرتنا على إدارة السياسة الخارجية |
İyimserim çünkü sorunlarımızla başa çıkma kapasitemiz hayal ettiğimizden çok daha fazla. | TED | إنني متفائل لأنني أعتقد أن قدرتنا للتعامل مع مشاكلنا هي أكبر بكثير مما نتخيل. |
Bu işi, demokrasinin, ortak sorunlarımızı birlikte dile getirme yeteneğimize bağlı olduğunu bilerek yapıyoruz. | TED | ونفعل ذلك ونحن مدركون أن الديموقراطية تعتمد على قدرتنا على التصدي معًا لمشاكلنا المشتركة. |
Bana sorarsanız, gerçek değerimiz bu güzel evreni keşfetme ve anlama arzumuzdaki yeteneğimizde yatıyor. | Open Subtitles | بالنسبة لي، أرى أن اهميتنا الحقيقية تكمن في قدرتنا ورغبتنا في فهم واستكشاف هذا الكون الجميل |
Gerçek aşkı bulma becerimizi yitirdik mi? | Open Subtitles | هل لديك تخرجنا الماضي قدرتنا على العثور على الحب الحقيقي؟ |
Oldukça heyacan verici olan şu ki, karmaşık sorunlara özgün çözümler bulabilme yeteneğimiz büyük ölçüde bir gecelik uykuyla gelişiyor. | TED | ما اتضح أنه أكثر إثارة هو أن قدرتنا على الوصول إلى حلول جديدة للمشاكل المعقدة تتحسن بشكل هائل بعد النوم لليلة. |
Eğer bunu yaparsak temkinli hareket etme kabiliyetimiz ortadan kalkar. | Open Subtitles | وإذا فعلنا هذا قدرتنا على العمل ستختفى تمامًا يمكننى الدخول |
Teknoloji, beyni anlama kabiliyetimizi geliştirdikçe bir gün daha kesin nedenler bulabilmemiz mümkün. | TED | كما التكنولوجيا تزيد من قدرتنا على فهم الدماغ من الممكن أن يوماً ما سنكتشف السبب النهائي للأحلام. |