Buradakiler gibi insanların eline çok fazla gümüş verildiğinde, bu bir şeyleri uyandırıyor. | Open Subtitles | حين تضع قدر كبير من الفضة بإيدي الوافدون إلى هنا يثير الأمر شيئًا |
Bu çalışan bir kadın için çok fazla paradır. | Open Subtitles | هذا قدر كبير من النقود حتى تدفعه امرأة عاملة |
Bu cihazın çok fazla enerji kullandığını söylemiştin. | Open Subtitles | أنتقلت أن هذا الجهاز يستهلك قدر كبير من الطاقة |
Yani beyin, aşırı derecede aktif bir organ olması nedeniyle etkili bir şekilde temizlenmesi gereken büyük miktarda atık üretir. | TED | أعني، المخ هذا العضو النشط للغاية ينتج في المقابل قدر كبير من المخلفات التي يجب التخلص منها تمامًا. |
Geçit çok büyük miktarda enerjiyi... ..depolayabilen bir süper iletkendir. | Open Subtitles | البوابة نفسها عبارة عن مضخم عملاق قادرة على امتصاص قدر كبير من الطاقة |
Bak--Bak, dinle, Bu senin açından... çok büyük önem içeriyor,... fakat beni dinlemelisin. | Open Subtitles | هذا يتطلب قدر كبير من الثقة من ناحيتك ،لكن أسمعيني للنهايه |
Margaret Gidman'ın çok fazla bir şansı yok. | Open Subtitles | مارغرت غيدمان ليس لديها قدر كبير من المزايا |
Köprüye çok fazla güç yollayıp aşırı yüklemeye çalışıyorduk. | Open Subtitles | نحن نُحاول دفع قدر كبير من الطاقة خلال الجسر وهذا الأمر يَزيد الحمل عليه |
Jeneratöründen çok fazla güç çekmesini sağlayalım. | Open Subtitles | نمتص قدر كبير من الطاقة من مولده هذا سيجعله يَتوقّف |
Aslında Efendim, son zamanlarda çok fazla stres içindeydiniz. | Open Subtitles | أنت تعرف ,سيدى , أنك على قدر كبير من التوتر |
Unutmayın, hissettiğim belli ki Rand'ı çok fazla acı çektirdim. | Open Subtitles | تذكر الشعور، لقد وضعت الواضح راند إلى قدر كبير من الألم. |
Dikkatli ol, çok fazla krem görüyorum orada. Çok balgama sebep olabilir. | Open Subtitles | انتبهي لديك قدر كبير من القشدة قد يسبب هذا افرازات المخاط |
Bunlar, size çok fazla bir uyarıda bulunmazlar. | Open Subtitles | إنهـم لا يعطونك قدر كبير من التحذير |
Hepinize teşekkürler çok değerli bir sebep için büyük miktarda para topladık. | Open Subtitles | شكراً لكم جميعاً. جمعنا قدر كبير من المال لأجل قضية جديرة. |
Bu günlerde sana karşı büyük miktarda kızgınlık gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك قدر كبير من الإستياء تجاهكِ هذة الأيام |
Ve bize büyük miktarda para borçlular. | Open Subtitles | . ونحن قد حصلنا على قدر كبير من المال |
Kız arkadaşın. Kız kardeşi olduğunu söylediği bir kadına büyük miktarda para gönderiyor. | Open Subtitles | خليلتك، كانت تهب قدر كبير من المال |
İnekler yiyebildikleri kadar yemek yer ve çiğneme esnasında büyük miktarda metan ağızlarından atmosfere salınır. | Open Subtitles | طريقة إنتاجهم لهذا تكمن في تناولهم قدر كبير من الطعام وعند حدوث عملية المضغ تنطلق كمية كبيرة من الميثان من أفواههم إلى الجو |
Bak, bak, dinle, bu senin açından çok büyük inanç gerektiriyor; fakat beni dinlemelisin. | Open Subtitles | هذا يتطلب قدر كبير من الثقة من ناحيتك ،لكن أسمعيني للنهايه |