Ve artık senin de eski bir dostumuzla hasret giderme zamanın geldi. | Open Subtitles | وأعتقد أنّ الوقت قد حان لرؤيتك صديقًا قديمًا. |
Bir köle bunu görmüş ve generalin ayağına eski bir kemik fırlatıp şöyle demiş: | Open Subtitles | و ألقى عظمًا قديمًا عند قدميالجنرال،قائلًا.. |
Belki de eski memleketimizi ve eski bir dostu ziyaret edebilirsin. | Open Subtitles | ربما تزور مدينتنا القديمة و تزور صديقًا قديمًا |
Gençler artık mektup yazmıyor, anne. Çok ezik bir şey. | Open Subtitles | لم نعد نكتب الرسائل أصبح ذلك قديمًا |
İnsanlığı izlemek hiç eskimiyor değil mi? | Open Subtitles | مراقبة البشر. هذا لا يصبح قديمًا قط. |
Çok eski bir erkek arkadaşımdı. Yemek yiyorduk. | Open Subtitles | صديقًا قديمًا للغاية بينما كنا نتناول العشاء |
Evinin duvarında bir mızrak ve eski bir kalkan asılıymış. | Open Subtitles | احد اولئك الذين يملكون حربة ودرعًا قديمًا على الرف |
eski bir dostu ziyaret edeceksin gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسنًا، يبدو وكأنك ستزور صديقًا قديمًا |
Langa Township bölgesinde oturan gözetleme hedefleri hakkındaki eski bir rapora bakıyor. | Open Subtitles | سحب تقريرًا قديمًا عن أهداف مراقبة في منطقة (لانغا تاونشيب). |
Biraz eski bir hikaye. Beni kendi ailemden dışlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} أظنّ الأمر أصبح قديمًا قليلًا، إقصائي من أسرتي. |
Orada görüşürüz ama ilk önce eski bir dostla görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا تقلق سأصطحب (والتر) إلى المنزل الآمن سأقابلك هناك لكن أولا لابد أن أرى صديقًا قديمًا |
Dün bütün gün Jersey'de eski bir muhbiri aradım. Bu gizli bir bilgi. | Open Subtitles | قضيت ليلة أمس أتعقّب مخبرًا قديمًا في (جيرسي)، وتلك معلومات سريَّة. |
Annemin biraz parası vardı ve hepsini eski bir otele ve restorana yatırdı. | Open Subtitles | ماما) كانت تملك بعض الأموال) ولكنها اشترت بها كلها فندقًا قديمًا |
- eski bir yarayı açıyor. | Open Subtitles | - يفتح جرحًا قديمًا. |
eski bir dostunu bulmuş galiba. | Open Subtitles | يبدو أنه وجد صديقًا قديمًا! |
eski bir dostunu bulmuş galiba. | Open Subtitles | يبدو أنه وجد صديقًا قديمًا! |
Ya da belki eski bir yere. | Open Subtitles | -أو قد يكون قديمًا . |
Gençler artık mektup yazmıyor, anne. Çok ezik bir şey. | Open Subtitles | لم نعد نكتب الرسائل أصبح ذلك قديمًا |
Asla eskimiyor. | Open Subtitles | هذا لا يصبح قديمًا قط) |