Orduları toparlamak için söylenen askeriyedeki şu deyişi duymuşsunuzdur: "Silah seslerinin geldiği yöne gidin!" | TED | ربما تكونوا قد سمعتم عن القول المأثور لتجميع الجيوش: سيروا نحو صوت النيران. |
duymuşsunuzdur, dünyadaki otomobil sanayisini rahatsız eden başka bir harika Afrikalı daha var. | TED | هناك أفريقي عظيم آخر والذي قد سمعتم أنه كان مشغولا بـتغيير صناعة السيارات في العالم. |
Evrimin bazı insanlar için tartışmalı bir konu olduğunu muhtelen duymuşsunuzdur, ama çoğu bilimadamı için değil. | TED | قد تكونوا قد سمعتم بأن بعض الناس يعتبرونه محط جدل، على الرغم من أن معظم العلماء لا يعتبرونه كذلك. |
Muhtemelen benzen halkalarını duymuşsunuzdur, çok kanserojendirler. | TED | ربما أنكم قد سمعتم عن حلقة البنزين: وهي مادة مسرطنة جداً. |
Hiç Batı Afrika ülkesi Sierra Leone'deki Kenema'yı veya Nijerya'daki Arua'yı duymamış olabilirsiniz. | TED | يمكن ألا تكونوا قد سمعتم قبل ذلك عن كينيما، سيراليون أو أوروا، نيجيريا. |
Mutlaka duymuşsunuzdur, ama bir kez daha söyleyeceğim: Pusu nişancıları yalnız iş görmez. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكم قد سمعتم هذا و لكني سأقوله مرة ثانية أيها القناصة لا تعملوا بمفردكم |
Armadanın yakında yola çıkacağını hepiniz duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | ربّما تكونون قد سمعتم الإشاعات حول الأسطول الذي سيصل قريباً |
Eminim hepiniz sarı humma hastalığını duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | متأكّده بأنكم قد سمعتم بمرض الحمى الصفراء |
Muhtemelen bir kaçını duymuşsunuzdur. Dalga ile sörf yapan adam. Tehlikeyi fark eden genç kız okulda daha yeni tsunami ile ilgili derse girmişti. | TED | ربما تكونوا قد سمعتم بعض هذه القصص. الرجل الذي تزلج على الأمواج. المراهقة التي تنبأت بالخطر لأنها كانت قد تعلمت درساً عن التسونامي لتوها في المدرسة. |
SSRI'ı duymuşsunuzdur, bu hastalıkları iyileştiren ilaçlar. | TED | قد سمعتم بال SSRIs وهي الأدوية التي تستخدم لعلاج هذه الأمراض |
Ortalama bir Amerikalı'nın zamanının %90'ını kapalı ortamlarda geçirdiğini duymuşsunuzdur. | TED | لابد أنكم قد سمعتم بـأن الامريكي العادي يقضي %90 من وقته داخل المباني. |
diyor. Statini duymuşsunuzdur. Bugün dünyada en çok yazılan ilaçların arasında olduğunu biliyorsunuz. Hatta belki de onları kullanan birilerini tanıyorsunuz. Düşünüyorsunuz, "Evet! | TED | وربما قد سمعتم عن الستاتينات من قبل تعرفون أنها من أكثرالأدوية التى يتم استخدامها فى العالم اليوم وربما تعرفون أشخاصا يأخذونها |
Muhtemelen, "motive muhakeme" ya da "doğrulama sapması" terimlerini duymuşsunuzdur. | TED | ربما قد سمعتم بالمصطلح "الإستدلال المشجّع" أو "تأكيد التحيز". |
Muhtemelen duymuşsunuzdur, mevsimsel deniz buzundaki düşüş bu buzullarda yaşayan buz fokları, morslar ve kutup ayıları gibi hayvanların doğal ortamlarını kaybetmelerine sebep oluyor. | TED | ربما تكونون قد سمعتم أن انخفاضًا في الجليد البحري الموسمي يتسبب في فقدان المواطن للحيوانات التي تعتمد على جليد البحر، مثل أختام الجليد، أوالفظ أو الدببة القطبية. |
Beynin ve bedenin bilinç oluşumundaki rolü hakkında hiçbir şey bilmediğimizi duymuşsunuzdur. | TED | الآن، ربما تكونون قد سمعتم أننا لا نعرف شيئاً حول كيف يتسبب عقلنا وجسدنا بإنشاء الوعي . |
duymuşsunuzdur sonunda bir aşımız oldu Sanofi-Aventis adlı ilaç firmasının ürettiği | TED | الآن وقد تحصلنا بالفعل على اللقاح، في الأغلب قد سمعتم عنه جميعا، صنع من قبل سانوفي-أفينتس. |
Ve Tamiflu. Adını duymuşsunuzdur. Hoffmann - La Roche ilaç firmasının ürünü. | TED | و التاميفلو. قد سمعتم عن هذا العقار في الأغلب، الذي صنعته و أخذت براءة إختراعه هوفمان- لا روش. |
Muhtemelen dördüncü sınıflardan bir öğrenci, yüz yıl önce olsa masum görülebilecek ama bugünün koşullarında, dava açma meraklısı toplumumuzda, dışlanacak bir davranış gerçekleştirdiğini muhtemelen hepiniz duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | بهذا الوقت قد سمعتم أن أحد طلابنا للصف الرابع قام بفعل شيء لو كان قبل 100 عام ستكون فعلة بريئة ، لكن اليوم مجتمعنا المتمسك بالقوانين |
Ama gayet eminim ki Afganistan'ın Yıldızı'nı duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | ولكن أنا متأكد من انكم قد سمعتم عن برنامج " نجم الأفغاني"؟ |
Birkaç ülkede devlet destekli hackerların seçim sonuçlarını etkilemek için çalıntı verileri kullanma teşebbüslerini duymuş olabilirsiniz. | TED | وربما قد سمعتم بمحاولة من قبل مخترقين مدعومين حكوميًّا لِاستغلال بيانات مسروقة، للتأثيرعلى النتائج الانتخابية في عدة دول. |
Şimdi, 100 milyar nörona sahip olduğumuzu bir yerlerde görmüş ya da okumuş olabilirsiniz, 10 yıl önce çalışma arkadaşlarıma bu sayının nereden geldiğini bilip bilmediklerini sordum. | TED | الآن قد تكونوا قد سمعتم أو قرأتم في مكان ما أننا نمتلك 100 بليون خلية عصبية، فقمت بسؤال زملائي، منذ 10 سنوات إن كانوا يعرفون أصل هذا الرقم. |