Kişisel oynamak burada işe yarayabilir. Ama rakibimize karşı değil! Tamam. | Open Subtitles | عبور الملعب قد ينفع هنا لكن ليس مع الفرق التي سنواجهها |
Buna Debra'nın perspektifinden bakmamız belki işe yarayabilir. | Open Subtitles | ربما قد ينفع إذا نظرنا الى الامر من وجهة نظر ديبرا |
Başkalarında işe yarayabilir, ama şu an tek düşündüğüm o 125 milyon dolar. | Open Subtitles | قد ينفع هذا مع الآخرين، ولكن الآن الشيء الوحيد الذي أفكّر فيه هو الـ125 مليوناً |
Bilmiyorum ama canavara dönüşmediği için panzehir işe yarayabilir. | Open Subtitles | لا أعرف , لكن الترياق قد ينفع تحديدا لأنه ليس وحشا |
Kasabanın kenarında, işe yarayabilecek bir fabrika gördüm. | Open Subtitles | رأيت مصنعا على طرف المدينة قد ينفع |
Dur, belki beni eski ceket işe yarayabilir. | Open Subtitles | انتظر، أظن أن عندي جاكيت قديم قد ينفع |
Planla işe yarayabilir. | Open Subtitles | قد ينفع معه خطة ما |
Teoride işe yarayabilir. | Open Subtitles | نظرياً، قد ينفع هذا. |
Çok işe yarayabilir tabii. | Open Subtitles | أعني هذا قد ينفع |
Bu işe yarayabilir koç. | Open Subtitles | هذا قد ينفع ايها المبدرب |
Hayır, bu işe yarayabilir. | Open Subtitles | لا, هذا قد ينفع, ارجوكِ |
Hayır, bu işe yarayabilir. | Open Subtitles | لا, هذا قد ينفع, ارجوكِ |
Bu evde işe yarayabilir. | Open Subtitles | قد ينفع ذلك في المنزل |
Çok işe yarayabilir tabii. | Open Subtitles | أعني هذا قد ينفع |
Bilmiyorum, işe yarayabilir bu. Muhtemelen yaramaz. | Open Subtitles | لا أعلم ، قد ينفع هذا ربما لا |
Aslında bu işe yarayabilir bak. | Open Subtitles | ذلك قد ينفع بالفعل |
İşe yarayabilir, Jack. | Open Subtitles | قد ينفع ذلك، جاك |
Bu iyi kalplilik saçmalık, Pamuk. Büyülü Orman'da işe yarayabilir. | Open Subtitles | يبدو هراءً جيّداً (سنو) قد ينفع في الغابة المسحورة |
- İşe yarayabilir, tamam mı? | Open Subtitles | - قد ينفع الأمر,حسناً؟ - |
Bunlar işe yarayabilir. | Open Subtitles | قد ينفع هذا لا! |
Sanırım onda Davis üzerinde işe yarayabilecek bir şey var. Siyah Kryptonit. | Open Subtitles | أظن أنّ لديها ما قد ينفع ضدّ (ديفيس)، الكريبتونايت السوداء. |