Ancak inanıyorum ki Batı ülkelerinde anlatılmayı bekleyen böyle bir hikâye var. | TED | لكن أعتقد أنه في الدول الغربية، هناك قصة من هذا القبيل في انتظار سردها. |
Beni ve kanalı yerin dibine sokacak bir hikâye yazabilirsin ya da buradan bir hikâye çıkmayacağını söylersin. | Open Subtitles | بإمكانك كتابة قصة من شأنها أن تحرجني و تحرج الشبكة التي أعمل بها أو بإمكانك أن تقولي أن هذا هو ماحدث. |
Size bunu söyleyebilmeyi isterdim fakat hapishane, peri hikayesi dünyası değildir. | Open Subtitles | أتمنى أن أقول لكم ذلك لكن السجن ليس قصة من القصص الخياليه |
bir hikaye takip etmek zorunda mıyım? | TED | هل يجب علي حقًا أن أتبع قصة من نوع معين؟ |
Sana bir hikayem var. | Open Subtitles | لدي قصة من أجلك |
Şimdi, belki bu senin peri masallarındaki gibi değil... fakat bu gerçek hayat. | Open Subtitles | ربما هذه ليست قصة من احلامك و لكنها الحياة الحقيقية |
Şu düşen uçakla uçmayı planalayan insanların hikayesini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم أن قصة من الناس الذين كانوا يخططون أن تطير الطائرة التي تحطمت؟ |
Tüm söylenen ve yapılanlardan sonra Quagmire'ın vücudu kederli bir hikâye anlatıyor. | Open Subtitles | , عندما قالوا وأنتهوا جسم كواغماير يخبر قصة من الحزن |
Sadece onun başına gelen olaylardan bir hikâye yarattı. | Open Subtitles | لقد خلق قصة من الأحداث التي اختبرها بمفرده |
İnsanın, kendine böyle bir hikâye anlatan bir ülkeye neden hizmet etmek isteyeceğini anlarım. | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا رجل قد يرغب في خدمة أمته التي تروي نفسها قصة من هذا القبيل |
İnsanın, kendine böyle bir hikâye anlatan bir ülkeye neden hizmet etmek isteyeceğini anlarım. | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا رجل قد يرغب في خدمة أمته التي تروي نفسها قصة من هذا القبيل |
Ben bir öğretmenim ve bir eğitmenim ve bunu bir şey öğretirken kullanabilirim, çünkü birisine başka bir hikâye bir metafor, bir analoji verdiğimde, hikâyeyi başka bir bakış açısı ile anlattığımda anlamaya olanak sağlıyorum. | TED | وأنا مدرس ومحاضر، وأستطيع أن أستخدم هذا لتعليم شيء، لأني عندما أعطي شخصًا آخرًا قصة مختلفة، استعارة، أو مشابهة، إذا رويت قصة من وجهة نظر مختلفة، فإني أمكِّنك من الفهم. |
Bir halk olarak kim olduğumuzun hikayesi ve buraya nasıl geldik ve yani sözde özgürlüğümüzün kaynağı nedir ve sözde hürriyetizin. | Open Subtitles | وسيلة فكرية. إنها قصة من نكون كبشر وكيف وصلنا لهذه الدرجة وتعرفون ما هو المصدر المزعوم حريتنا |
Sanırım bu da başka bir hayalet hikayesi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنها ستصبح قصة من قصص الأشباح الأخرى |
Joey, gerçekleşmeyi bekleyen... ..gerçek bir Hollywood hikayesi | Open Subtitles | جوي عبار عن قصة من هاليوود أنتظري وسف تحدث. |
Bu elmaları, size bu hikayenin büyük ihtimalle "Newton ve elma" tipi bir hikaye olduğunu anlatmam gerektiğini hatırlatmak için koydum. Fakat muhteşem bir hikaye. | TED | قد أخرجت تلك التفاحات لأذكر نفسي لأقول لكم أن هذه في الواقع قد تكون قصة من نوع نيوتن والتفاحة، لكنها قصة رائعة. |
Başka bir bilim insanının böyle bir hikaye anlattığını duymadım geçen yıla kadar. | TED | فلم أسمع عالِم آخر يسرد قصة من هذا القبيل حتي العام الماضي. |
Yatılı okuldayken anlattığı garip bir hikaye vardı. | Open Subtitles | أثق بك لتجد إستخداماً آخر للتابوت. لقد كانت هُناك قصة من قصص قبل النوم حكاها فى المدرسة الإعدادية. |
Bu konuda yardımcı olabilecek bir hikayem var. | Open Subtitles | لدي قصة من الممكن أن تفيدكم |
- Sana bir hikayem var. | Open Subtitles | لدي قصة من أجلك. |
- Sana bir hikayem var. | Open Subtitles | لدي قصة من أجلك. |
belki bu senin peri masallarındaki gibi değil... fakat bu gerçek hayat. | Open Subtitles | ربما هذه ليست قصة من احلامك و لكنها الحياة الحقيقية |
Kaç tane yüzyılın hikayesini bırakmamı istiyorsun? | Open Subtitles | كم قصة من قصص القرن تريدني أن أخسر من أجلك؟ |