Bir şey oldu, uyandım ve fark ettim ki hayat istemediğim bir şeyi yaparak boşa harcayamayacağım kadar kısa. | Open Subtitles | لقد ظهر لي نداء داخلي، جعلني أدرك بأنّ الحياة قصيرة جداً لأضيِّعها على العمل بما لا أريده |
Üzgünüm ama hayat diğer insanların seni gördüklerinde altlarına yapmadıkları bir yerde geçirilemeyecek kadar kısa. | Open Subtitles | الآن أنا آسف ، ولكن أعتقد أن الحياة قصيرة جداً لكي تقضيها تعمل في مكان ما |
Gerçi burda bu kadar kısa kalacağından hiç söz etmemişti. | Open Subtitles | ولكنه لم يذكر أن إقامته ستكون قصيرة جداً |
Çok çalışkanımdır, çok temizimdir insanları memnun etmek için çırpınırım, banyoda çok kısa kalırım ve asla ama asla... | Open Subtitles | أني أعمل بجهد , أنا نزيه جداً و أنا حريص على الأرضاء و أنا أقضي فترات أستراحة قصيرة جداً |
Planımız işe yaramazsa bu çok kısa bir savaş olacak. | Open Subtitles | لو لم تفلح خطتنا , فستكون هذه معركة قصيرة جداً |
Uzun zaman nefret ettim ama hayat nefretle geçirmek için çok kısa evlat. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ذلك لفترة طويلة , لكنّ الحياة قصيرة جداً لنحقد يا بني |
Smaç atamayacak kadar kısasın. Sen kaldıracaksın. | Open Subtitles | أنتِ قصيرة جداً للرفع أنتِ من يضرب |
Bana sorarsan normal kolayı tercih et. Hayat yapay tatlandırıcılarla geçmeyecek kadar kısa. | Open Subtitles | لكنت سأقول أختار الشيء الأفضل الحياة قصيرة جداً لتضييعها على الصناعات المحلية |
Kollarının bu kadar kısa olduğunu hiç farketmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أدرك بإن ذراعاه كانت قصيرة جداً |
Eğer bu dünyada bu kadar kısa kalacağını bilseydim, seninle evlenmek için çalardım. | Open Subtitles | ...لو كنت أعلم أن حياتك قصيرة جداً هكذا لكنت سرقت المال الذي كنت أحتاجه لأتزوجك |
Yok, aktris olamayacak kadar kısa. | Open Subtitles | . لا, هي قصيرة جداً لتكون ممثلة |
Hayat kin tutulmayacak kadar kısa. | Open Subtitles | حسناً ، الحياة قصيرة جداً لعقد الضغائن |
ve size şöyle söyleyim ki benim hayatım... hiçbir şeyi umursamadan dolaşan insanlara harcamayacak kadar kısa. | Open Subtitles | هذا بيتكم وحياتى قصيرة جداً |
Miktara bakılınca, akla yatkın alıcıların çok kısa bir listesi çıkıyor. | Open Subtitles | وفقاً للكمية، يوجد لائحة قصيرة جداً من البائعين الذين يبدون منطقيين |
Aşkı anlamaya çalışırken, dünyanın her tarafından şiirler okumaya karar verdim. Size 8. yüzyılda Çin'de yazılmış çok kısa bir şiiri okumak istiyorum. Bu şiir, tümüyle belirli bir kadın üzerine odaklanmış bir adamı gösteren mükemmel bir örnek. | TED | وفى محاولة لفهم الحب الرومانسي وددت لو إستطعت أن أقرأ كل شعر العالم و ما أريد أن أقرأة عليكم هو قصيدة صينية قصيرة جداً تعود إلى القرن الثامن وهذا لأنه خير مثال لرجل يركز تماماً على إمرأة بعينها |
Agile geliştirmede, çalışanlar küçük gruplara ayrılıyor ve çok kısa zaman dilimlerinde işlerini yapıyorlar. | TED | في هذا البرنامج، يقسَم العمال إلى مجموعات صغيرة و ينجزون أشياء، في فترات قصيرة جداً من الزمن. |
Çok korkunç bir an: çok kısa bir zaman diliminde birçok şey olabilir. | TED | إنها لحظة مخيفة جداً: يجب أن يحدث الكثير خلال فترة قصيرة جداً من الزمن |
Hayat, hakkında düşünmek için çok kısa. Sadece yaşayalım. | Open Subtitles | الحياة قصيرة جداً لكي تقضيها بالتفكير بشأنها، دعينا فقط نعيشها |
Hayat çok kısa ve çok acı vericidir der, ve düşündüğünü söyler. | Open Subtitles | يرى أن الحياة قصيرة جداً و مؤلمة لذا فيقول ما بذهنه |