Issız bir adada en çok kiminle vakit geçirmek isterdin? | Open Subtitles | من أكثر شخص تفضل قضاء وقت معه على جزيرة مهجوره؟ |
Leilei'nin, fiziksel alemden ya da diğer alemlerde acı çekenlere yardım etmenin iyi vakit geçirmek olduğunu, bunu zevk alarak yaptığını söylemesini seviyorum. | TED | أحب قول ليلي ان مساعدة من يشعرون بالسوء بطريقة مادية أو بأي طريقة أخرى هو قضاء وقت جيد, عملها عن طريق قضاء وقت جيد. |
O halde belki de buraya seninle zaman geçirmek umuduyla gelmişimdir. | Open Subtitles | إذا ربما أتيت إلى هنا على أمل قضاء وقت ممتع معك. |
Bazen birazcık daha strese yol açabilir, bazen de çocuklarla biraz daha az zaman geçirmek demek olabilir. | TED | وربما قد يعني ذلك شعورك بإرهاق أكثرأحيانًا، ربما قد يعني قضاء وقت أقل بصحبة أطفالك أحيانًا. |
Sadece birlikte güzel zaman geçirmeye başlamıştık ve... kendimi kötü hissetmeme sebep oldu ve endişelendirmeye başladı. | Open Subtitles | بمجرد أن نبدأ فى قضاء وقت سعيد معاً.. تبدأ فى جعلى أشعر بالسوء و عدم الأمان |
Ne tür bir baba, doymak bilmez nefis bir yabancı kadınla seks yapmayı oğluyla vakit geçirmeye tercih eder? | Open Subtitles | ماهو هذا النوع من الرجال الذي يختار الجنس مع غريبة ومثيرة... بدل قضاء وقت جميل مع ولدة الصغير؟ |
Sizinle tanışmak çok güzeldi ve umarım şehirde keyifli vakit geçirirsiniz. | Open Subtitles | اوكى... انا سعيد بمقابلتك , واتمنى لك قضاء وقت لطيف بالمدينة |
Bak önemli olan, iyi vakit geçirmek o kadar. | Open Subtitles | حسنا سنطلب من والدتي فهدفنا قضاء وقت ممتع |
İyi vakit geçirmek çöplükte fareleri öldürmek değildir. | Open Subtitles | و لكن الذهاب إلى مكب النفايات و إطلاق النار على الجرذان ليست فكرتي عن كيفية قضاء وقت ممتع |
Herhalde siper dışında fazla vakit geçirmek istemediler. | Open Subtitles | لا اظنهم ارداوا قضاء وقت كبير خارج الحفر |
Onlarla çok fazla vakit geçirmek güvenli değil. | Open Subtitles | ليس من الآمان قضاء وقت أكثر من اللازم مَع أحدهمِ |
Biliyorum, PD ofisini terketmemin bir nedeni de buydu. Evde daha fazla vakit geçirmek için | Open Subtitles | . لهذا السبب انا تركت مكتب المشتريات . حتى استطيع قضاء وقت أطول فى المنزل |
O dışarda. Evinde vakit geçirmek istediğini sanıyordum, dostlarını ziyaret edecektin. | Open Subtitles | ظننت أنك تريد قضاء وقت في بيتك والتحدث إلى الأصدقاء |
Annene, onlarla birlikte daha fazla zaman geçirmek istediğini söylüyordun. | Open Subtitles | لقد قلت لوالدتك أنك تريد قضاء وقت أكثر برفقتهم |
Yerin üstünde fazla zaman geçirmek istemediklerini sanıyorum açıkçası. | Open Subtitles | لا اظنهم ارداوا قضاء وقت كبير خارج الحفر |
Önemli olan baleden hoşlanan... sevdiğin kişiyle zaman geçirmek. | Open Subtitles | بل بأن الشخص الذي تحبه يحب الباليه و أنك تريد قضاء وقت مع ذلك الشخص |
İlan ediyorum, kız arkadaşımla özel zaman geçirmek, beni böcek yuvasındaki kurbağadan daha mutlu yapıyor. | Open Subtitles | نعم أنا أعلن, قضاء وقت حميم مع حبيبتي يجعلني.. أسعد من الضفدع وسط الخنافس |
Burada kısa süre kalacak. Onunla zaman geçirmek istemiyor musun? | Open Subtitles | ،لن تمكث لمدّة طويلة تودّين قضاء وقت برفقتها، صح؟ |
Ve eğer istersen... birlikte daha fazla zaman geçirmeye başlarsak neler olacağını görmek isterim. | Open Subtitles | ولو اردت أريد أن أفهم ما قد يحدث لو بدأنا قضاء وقت أكثر معاَ |
Tatlım, iyi vakit geçirmeye çalışamaz mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك فقط قضاء وقت ممتع؟ - أنا لا أعرف أحداً - |
Siz ve aileniz umarım iyi vakit geçirirsiniz. | Open Subtitles | أتمنى لك ولأسرتك قضاء وقت ممتع. |
Pekala, birlikte takılacağız sanmıştım ama görülüyor ki senin anlamsız sekse duyduğun nevrotik ihtiyaç, her şeye rağmen seni sevmeye devam eden ve bu arada seni hayatta tutacak bir böbrek bağışı için tek ümidin olan kardeşinle vakit geçirmekten önemli. | Open Subtitles | اعتقدت أننا كنا سنتسكع سوياً.. ولكن من الواضح أن حاجتك للجنس أكثر أهمية.. من قضاء وقت مع أخيك الوحيد |
İyi vakit geçirmeyi sevenlerden mi? | Open Subtitles | على الاقل واحد فيكم قضاء وقت ممتع ؟ |
Ben sadece birlikte zaman geçirmekten bahsediyorum. | Open Subtitles | .. أنا فقط أنا أتحدث فقط عن قضاء وقت معاً |
Birlikte iyi vakit geçireceğimiz bir yer bulmam gerek. İşte burası. | Open Subtitles | أحتاج لأن أجد مكانا يمكننا قضاء وقت رائع فيه |