Evet, ne giriş kodu, ne parmak izi tarayıcısı, ...ne ses kilidi, ne pencere, ne de çıkış var. | Open Subtitles | أجل، ليس هناك رمز مرور، ولا مسح ضوئي لبصمة الإصبع، ولا قفل بالصوت، ولا نافذة، ولا مخرج، لا شيء |
Yada ben her kilidi açabiliyorum, en teknolojik olanı bile. | Open Subtitles | أو أنّ بإمكاني فتح أيّ قفل حتى وإن كان مستقبلياً. |
Güvenlik kilidi var, efendim. İşleve erişmek için bir insan gerekiyor. | Open Subtitles | هُناك قفل سري، يا سيدي، إنه يتطلب شخص للوصول إلى وظائفه. |
Galerinin kapı kilidini açman için işe yarayacak bir şey yok. | Open Subtitles | حقا، لا يوجد شيء هنا ليساعدك في كسر قفل باب المعرض |
Şu anda kendimi güvende hissetmiyorum, biliyorum ki kapı açık ve kilitli değil. | Open Subtitles | لا أشعر بالأمان الآن وأنا أعلم أن الباب مفتوح وأن ليس هنالك قفل. |
Bilgisayarı kıç güvertesine kilitle. | Open Subtitles | الكمبيوتر قفل على الخلفية لخشبة اليخت. تعيين التلقائي الخفافيش الانتظار. |
İnşa ettikleri günden beri, gece gündüz açık. Ön kapının kilidi bile yok. | Open Subtitles | مفتوحة ليلاً ونهاراً منذ أن بنوها لا يوجد حتى قفل على الباب الأمامي |
Arkadaşımın bisiklet kilidi de... ev adresinin posta kodu ile açılıyor, böylece unutmuyor. | Open Subtitles | لصديقى قفل دراجة وهو يستعمل عنوانه كرقم سرى كى لا ينساه |
Arkadaşımın bisiklet kilidi de... ev adresinin posta kodu ile açılıyor, böylece unutmuyor. | Open Subtitles | لصديقى قفل دراجة وهو يستعمل عنوانه كرقم سرى كى لا ينساه |
Tasması yok, ama onu tanıyordu. Asma kilidi biliyordu. | Open Subtitles | علم بشأن قفل باب البدروم والنافذة الزجاجية لباب المطبخ |
Teker teker. Tek bildiğim yol bu. Galiba bu kahrolası şeyde çocuk kilidi vardı. | Open Subtitles | مصاص دماء من خلال مصاص دماء إنها الطريقة الوحيدة التي أعرفها أعتقد أن هذا الشيء لديه قفل الطفل اللعين عليها |
Elimde 40 kanallı güzel bir alet var, tek band, ses kilidi, dinamik ses normalizasyonu. | Open Subtitles | نعم، لدي واحد صغير بأربعين محطة ذو موجة بوجه واحد قفل صوتي، إسكات ديناميكي |
Tuş kilidini açmak için yıldız-bir-beşe basın. | Open Subtitles | إذا أنت تريد تعطيل قفل المراقبة الباون الصحفي واحد وخمسة |
Yazılım kilidini Dobson yükleyici koduna eklerken önceden derlenmiş başlıklardan uzak durmam gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن أبتعد عن المشغلات الأساسية بينما أضع قفل البرمجيات |
Kapısı kilitli olmayan bir odada uyuyacağım. Düşünsene. | Open Subtitles | انا ذاهب الى النوم في غرفة بدون قفل على الباب، فكر بالأمر |
Rachel, kapıyı kilitle. | Open Subtitles | راشيل، وقفل الباب. قفل الباب، على محمل الجد. |
-Yani, ya kalacağı yerde duman algılayıcısı ya da asma kilit yoksa? | Open Subtitles | أعني ماذا إن كان مكانها لا يحتوي على قفل جيد أو كاشف للدخان؟ |
Barkodlu ve dokunmalı hafızalı siber kilide benziyor. | Open Subtitles | يبدو مثل قفل رقمي مع شريط للرموز وذاكرة للمس. |
Bunun dışında burda yalnız başınayken, kapıyı kilitler, başka şeyler de yapabilirsin. | Open Subtitles | فيما عدا عندما تكون لوحدك هنا ، تستطيع قفل بابك ، و تقوم بالأشياء الأخرى |
Ama bagaj kilidinde bir şey çıktı. - Mısır nişastası. | Open Subtitles | ولكني وجدت شـيئا غريبا على قفل غطاء السـيارة الخلفي |
Kapıyı kilitlemeyi unutan nöbetçi ile konuşmam gerek. | Open Subtitles | أريد أن أكلم الحارسة التي سوف تنسى قفل البوابة ؟ |
Çocuklar, hayvanlar hepsini kilitleyin. | Open Subtitles | الأطفال والحيوانات الأليفة والثروة الحيوانية... قفل عليها. |
Kendini üç gün laboratuvara kilitledi, hiçbirimizi de içeri sokmadı. | Open Subtitles | قفل نفسه في المختبر لثلاثة أيام ولا تترك أيّ منّا في. |
Bir tarafım kapıları kilitleyip, burada sonsuza kadar hep beraber kalalım istiyor. | Open Subtitles | جزء مني يريد قفل تلك الأبواب والبقاء هنا مع الجميع إلى الأبد. |
Kabine giriyorum, ama kapının kilidine yetişemiyorum. | TED | أمشي إلى الحجرة لكنني لا أستطيع أن أصل إلى قفل الباب. |
Kapıyı kilitledin diye dışarı çıkamaz mı sandın? | Open Subtitles | أطفال اليوم لا يمكن التحكّم بهم ببساطة عن طريق قفل الأبواب. |
Ayrıca asıl kilidin içinde ikinci bir kilit de olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه يوجد قفل إضافي يعمل في حالة العبث بالأول |