Çek yok dedim. | Open Subtitles | لقد قلت ليس هناك أي شيك والآن الوقت |
Sana kulübe yok dedim. | Open Subtitles | لقد قلت ليس هناك حجرة |
Sorun yok dedim. | Open Subtitles | قلت ليس هناك مشكلة. |
- Daha fazla ölüm konuşması yok dedin. McKay? | Open Subtitles | قلت ليس هناك المزيد من الحديث عن الموت حسنا |
- Daha fazla ölüm konuşması yok dedin. McKay? | Open Subtitles | قلت ليس هناك المزيد من الحديث عن الموت حسنا |
Hiç kural yok dedin. | Open Subtitles | قلت ليس هناك قواعد... |
Ama, ama sen artık geçit yolculuğu yok demiştin. Onun mantıklı bir karar olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لكنك قلت ليس هناك المزيد من السفر عبر البوابة, اعتقدت أنه قرار حكيم |
Hayır. Ben bayan paddington yok dedim. | Open Subtitles | لا، لقد قلت ليس هناك سيدة (بادنغتون). |
Bir defa af dilediğimde bağışlanacak bir şey yok, demiştin. | Open Subtitles | طلبت سماحك مرة قلت ليس هناك شيء لأسامحك عليه ...الحقيقة هي |
Tedavisi yok demiştin hani? | Open Subtitles | اعتقدت أنك قلت ليس هناك علاج |