İyi bari. Uyandığımda seni burada göremeyince endişelendim. | Open Subtitles | جيّد، حين لم تكوني هنا لمّا أستيقظت، قلقتُ عليك. |
Seni bulamayınca endişelendim Onu giderken gördüm. | Open Subtitles | قلقتُ عندما لم أجدكِ، رأيتُه وهو يغادر |
Bebeğim, senin için çok endişelendim. | Open Subtitles | عزيزي، لقد قلقتُ بشأنك للغاية. |
Tamam, o zaman. Yoksa endişelenmiştim. | Open Subtitles | لا بأس بهذا لقد قلقتُ قليلا لدقيقة |
Çok geç kaldınız. merak ettim sizi. | Open Subtitles | -لقد غبتما طويلاً، قلقتُ عليكما |
Senin için endişeleniyorum. Pek fazla konuşmadığımızı düşünüyorum artık. | Open Subtitles | لقد قلقتُ بشأنك أشعر أننا لا نتحدث مع بعض |
Çok hızlı gittiğimi düşündüğünden endişelendim. | Open Subtitles | قلقتُ أنك ربما تظنين أنى أتعجل |
Bana hiç yazmadın, senin için endişelendim. | Open Subtitles | لم تراسليني أبدًا، لذا قلقتُ عليكِ |
- Bilmiyorum. Ben... Seninle konuştuktan sonra biraz endişelendim. | Open Subtitles | لا أعرف، قلقتُ بعض الشيء بعد حديثنا. |
Geri dönmediğinde, endişelendim, ve... | Open Subtitles | و عندما لم تُعاود الإتصال بي ...قد قلقتُ لذا |
Kırılma sesi duyunca endişelendim. | Open Subtitles | لقد سمعت صوت تحطم زجاج ولقد قلقتُ عليكِ |
Senin için çok endişelendim. | Open Subtitles | لقد قلقتُ عليكِ كثيراً |
Birden çok endişelendim. | Open Subtitles | لقد قلقتُ للغاية. |
Tatlım, senin için çok endişelendim. | Open Subtitles | عزيزتي، قلقتُ عليكِ كثيراً |
Tanrım, çok endişelendim. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد قلقتُ عليكَ. |
Ahırdan ayrıldığında çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | قلقتُ عندما اختفيتَ مِن الإسطبلات |
Çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | لقد قلقتُ كثيرا |
Yenik düşecek diye endişelenmiştim. | Open Subtitles | قلقتُ ان يفقد اعصابه |
Seni çok merak ettim. | Open Subtitles | لقد قلقتُ عليك كثيرآ |
Çok merak ettim. | Open Subtitles | لقد قلقتُ كثيراً. |
Bilirsiniz, Bu isyanlardan dolayı çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | لقد قلقتُ لأمرها، بكلّ هذا العنف. |
Sen O'nunla yakınlaştıkça, ben daha çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | كلما اقتربت منها، كلما قلقتُ عليك |