Ama kediler fare ile beslenir ve fareler, ...insanların tahıl ambarlarına dadanır. | Open Subtitles | لكنَّ القطط تتغذى على الفئران و الفئران مُنجذبة جداً لمخازن قمح البشر |
Ne demek üstü açık bir tahıl silosunun kenarında yürüyor? | Open Subtitles | ماذا تعني بأنه يسير على صومعة قمح مفتوحة؟ |
- Ben onu vaftiz edeceğim. Eğer varsa, bana biraz tahıl, tuz, ve kutsal su getirin. | Open Subtitles | سأعمده أعطوني قمح و ملح و ماء مقدس |
Petrol, doğal gaz ve buğdaydan gelen para. | Open Subtitles | أموال نفط, أموال غاز, أموال قمح. |
Ağzının kenarına da ufak bir parça saman koyarsın. Biraz da poponu büyüttün mü tamamdır. | Open Subtitles | مع قطعة قمح صغيرة في طرف فمَك و ربما مع مؤخرة أكبر |
- tahıllı ve glütensiz. | Open Subtitles | ـ مصنوع من قمح صافي، خالي من الغلوتين |
buğday çimi, bitki tohumu, keten tohumu yağı, protein tozu. | Open Subtitles | قمح و سيليوم و زيت حب الكتان و مسحوق البروتين |
Ona yılda 60.000 tahıl tanesi sözü verdim bile! | Open Subtitles | وعدته بستمائة الف حبة قمح كل سنة |
Ayrı su kaynağı. Depolanmış tahıl. | Open Subtitles | مصدر مياه منفصل قمح مخزن |
Ne buğday... ne tahıl... hiçbir şey. | Open Subtitles | لا دقيق ... ولا قمح ... |
Bu ekmek GDO içeren buğdaydan yapılmış ve ABD'deki marullarda dışkı oranı %12'ymiş. | Open Subtitles | هذا الخبز من قمح معدل وراثيا وسمعت أن 12% من الخس في أمريكا يوجد به فضلات |
Bazıları sap, bazıları saman. | Open Subtitles | بعضهم قمح والاخر تبن |
-Tam tahıllı, glutensiz. | Open Subtitles | ـ مصنوع من قمح صافي، خالي من الغلوتين |
Glütensiz olacak. buğday, şeker, kimyevi maddeler olmayacak. - Kazein de. | Open Subtitles | نعم, ابعدوه عن الجيلاتين لا قمح, لا سكريات, لا مواد حافظه |