"قمنا به هو" - Traduction Arabe en Turc

    • yaptığımız şey
        
    yaptığımız şey de Milo'ya bu büyük sorunu yaratmamız gerekiyordu. TED والذي قمنا به هو اننا وضعنا مايلو في مأزق محرج
    Şimdi yaptığımız şey -- gene aynı şekilde -- bir müzisyeni tarayıcıya soktuk bu melodiyi ezberlettik ve kontrol odasında başka bir müzisyenin interaktif bir şekilde arkaya ve öne doğru hareket etmesini sağladık. TED والذي قمنا به .. هو اننا احضرنا عازف الى الجهاز .. بنفس الطريقة كان يتوجب عليه ان يحفظ المعزوفة ومن ثم يقوم شخص أخر في غرفة التحكم بالعزف وراءه .. وهكذا يتم تبادل الادوار
    Böylece yaptığımız şey aslında bizlerin insanlık olarak soyutlama,çıkarsama yapmasıdır. TED لذلك، في الحقيقة، ما قمنا به هو أننا، البشرية، بدأنا بالتلخيص.
    yaptığımız şey NASA'nın topoğrafya verilerini kullanarak, ince değişimlere sahip olan bu alanın haritasını çıkarmaktı. TED لذلك ما قمنا به هو أننا استخدمنا بيانات ناسا الطبوغرافيا لرسم خريطة للمناظر الطبيعية، تغييرات طفيفة جدا.
    İlk yaptığımız şey gecekondu mahalleleri arasında gezip inceleme yapmak oldu. TED أول شيء قمنا به هو المشي في الأحياء الفقيرة
    yaptığımız şey algoritmaya oldukça fazla yatırım yapmak, doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak, eğlenceli ve keşfetmesi kolay olmak. TED لذلك ما قمنا به هو استمرار كبير على الحلول الحسابية، حتى نقوم بتوصيل المحتوى الصحيح للأشخاص الصحيحة في محاولة لجعل الأمورسهلة ومرحة.
    Bizim yaptığımız şey Formula 1'de sezonun her iki haftası çalıştırdığımız veri sistemini alıp Birmingham Çocuk Hastanesi'ndeki bilgisayarlara kurmak. TED وبالتالي فما قمنا به هو أننا أخذنا نظام البيانات الذي نقوم بتشغيله كل أسبوعين سنويا في فورملا 1 وقمنا بتثبيته علي حاسوبات مستشفي للأطفال في برمنغهام.
    yaptığımız şey, size, gelişen bir ülke ortamında dünyanın herhangi bir yerindeki en iyiyle karşılaştırılabilecek derecede kaliteli sağlık hizmetinin verilebileceğini göstermektir. TED ما قمنا به هو إظهار أن جودة الرعاية الصحية مقارنة بالأفضل في أي مكان في العالم يمكن القيام بذلك في بيئة البلدان النامية
    yaptığımız şey, küresel olarak birçok mekanizmaya yatırım yapmak, bu da diğer ülkelere salgınları durdurmalarına yardımcı olmak için destek sağlayabilir. TED ما قمنا به هو الاستثمار في العديد من الآليات على المستوى العالمي، التي يمكن أن توفر الدعم للدول الأخرى للذهاب وإيقاف انتشار الأوبئة.
    Bu sebeple, yaptığımız şey, CHG'deki lazer güdümlü spektroskopiyi Amazon yağmur ormanı biyo-çeşitliğini ilk defa haritalamak için kullanmak. TED لذلك ما قمنا به هو استخدام التحليل الطيفي الموجه بالليزر من جهاز CAO لرسم خريطة التوع البيولوجي للمرة الأولى لغابة الأمازون الممطرة.
    yaptığımız şey; doku kültürü hücrelerini aldık bu hücreleri farklı virüslerle enfekte ettik oluşan şeyleri aldık ve bu hücrelerden çıkan nükledik asidi, genetik materyali florasan işaretlemeyle işaretledik. çoğu viral şeyler -- ve birleştikleri yerleri görmek için dizi ile birleştirdik. TED و ما قمنا به هو أخذ خلايا الأنسجة المستنبة (في المخبر) و قمنا بعدوتها بفيروسات مختلفة و نلّون هذه الأجزاء باللألوان المستشعة لتمييز الحمض النووي ان الأعضاء الوراثية اللتي تنجم عن خلايا الأنسجة المستنبة غالباً أشياء فيروسية, ثم نقوم بلصقها على التنظيم لنرى أين ستلتصق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus