Pekâlâ, Naziler için atom bombası yapmaya çalışmıştı ama şöhreti bu yüzden değil. | Open Subtitles | حاول أن يصنع قنبلة ذرية للنازيين و لكنه لم يكن شهيراً لهذا السبب |
Tabii, bizi öldürmek istiyorsan eğer, küçük bir atom bombası atabilirsin. | Open Subtitles | طبعا، إذا كنت تريد أن تقتلنا جميعا فيمكنك إسقاط قنبلة ذرية صغيرة |
Kötü adam kahramana atom bombası fırlatabilir... yada göktaşı veya koca bir gezegeni fırlatabilir... ama bunlar da durduramaz. | Open Subtitles | وحينها يمكن للشرير أن يلقي قنبلة ذرية أو كويكباً صغيراً أو ربما كوكباً كاملاً على البطل ولكن هذا لا يوقفه أيضاً |
Yarattığınız problem öyle büyük ki çözümü ise bir atom bombası patlatmak. | Open Subtitles | أنه مذهل، تعلمين لقد أنشئتي مشكلة كبيرة جدا و الحل هو بتفجير قنبلة ذرية |
Teknolojimizi ele geçiriyor... ve atom bombasına sahip ilk ülke Irak oluyormuş. | Open Subtitles | فيحصل على تكنولوجيتنا وتصبح العراق البلد الأولى التي تملك قنبلة ذرية |
Harry Truman da atom bombasından yaralanmadan önce ucuz elbiseler satıyordu. | Open Subtitles | هاري ترومان كان يبيع بذلات رخيصة وانتهى به المطاف يلقي قنبلة ذرية |
Sen bir atom bombasısın, varoluzimin abaju... dünyanın zoni. | Open Subtitles | أنت قنبلة ذرية هدفك زوف الوجود ذيس ... زيند العالم |
Pekâlâ, Naziler için atom bombası yapmaya çalışmıştı ama ünü buradan gelmiyor. | Open Subtitles | حاول أن يصنع قنبلة ذرية للنازيين و لكنه لم يكن شهيراً لهذا السبب |
Yani sadece birimizin atom bombası var. | Open Subtitles | والذي يعني بأنه هنالك واحد منا لديه قنبلة ذرية |
atom bombası atsalar, her şeyimle beraber küçük sığınağıma saklanacağım için hiçbir şey fark etmem bile. | Open Subtitles | فعلا يمكن أن تسقط قنبلة ذرية ولن نلاحظ حتى سأتحصن في قبوي الصغير |
Amerikalıların atom bombası atmayı planladığı yer. | Open Subtitles | المدينة،الأمريكان خططوا لأن يسقطوا قنبلة ذرية عليها |
Aynı mekânda atom bombası patlatmak, aynı çatlağı açmak gibi. | Open Subtitles | و هذا يعني اطلاق قنبلة ذرية في نفس الموقع و فتح ذلك الصدع او اياً كان |
Hiç kimsenin haberi olmadan Flynn nasıl bir atom bombası çalabilir ki? | Open Subtitles | كيف في العالم يمكن فلين ربما سرقة قنبلة ذرية دون أي شخص يلاحظ؟ |
Ama Garcia Flynn hala hayatta ve bir atom bombası ile birlikte kaçtı. | Open Subtitles | لكن غارسيا فلين لا يزال على قيد الحياة، وانه تمكن من الهرب مع قنبلة ذرية. |
Bana ne gördüğünü söyle. Bomba vardı, atom bombası, | Open Subtitles | أخبريني ماذا رأيتِ. إنه يعرض قنبلة، قنبلة ذرية. |
atom bombası kadar ölümcül olabileceğini düşünmüşler. | Open Subtitles | واعتقدوا أن الأمر قد يكون مُميتاً بقدر إستخدام قنبلة ذرية |
Amerika Japonya'yı teslim olmaya... ve eğer olmazsa ikinci bir... atom bombası atacaklarına dair bir ültimatom yayınladı. | Open Subtitles | أطلقت الولايات المتحدة انذارا نهائيا... تطالب باستسلام اليابان به... وتهدد باسقاط قنبلة ذرية ثانية إن لم تفعل ذلك |
Bir milyar volt. atom bombası. | Open Subtitles | تحتاجى لمليون فولت ، قنبلة ذرية |
Biz bir atom bombası geliştiririz onlar bir atom bombası geliştirir. | Open Subtitles | نصنع قنبلة ذرية و يصنعون قنبلة ذرية |
Amerikalıların Almanya'yı yenmek için atom bombasına ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | الامريكان لن يحتاجوا الى قنبلة ذرية ليهزموا الالمان |
Etkisi, bir milyar atom bombasından fazla enerji açığa çıkardı. | Open Subtitles | أطلق التصادم طاقة تُجاوز بليون قنبلة ذرية |
Sen bir atom bombasısın. | Open Subtitles | أنت قنبلة ذرية |
Muhtemelen şu nükleer patlamayla kızın binlerce parçaya ayrılacağını düşündü. | Open Subtitles | ربما توقع أنها ستتحول إلى أشلاء عندما يقومون باختبار اي قنبلة ذرية |