kahve molası, millet. 20 dakika sonra, savcılığın ilk şahidini dinleyeceğiz. | Open Subtitles | إذهبوا لشرب كوب قهوةٍ يا جماعة سنستمع إلى شهود الإدّعاء العام بعد 20 دقيقة |
Sattığı her kahve başına ihtiyacı olan çocuklara da bir kahve veriyor. | Open Subtitles | فمقابل كلّ كوب قهوةٍ يبيعه، يعطي كوب قهوةٍ لولدٍ معوز. |
Bir yerlerde kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدينَ الذهاب لإحضارِ قهوةٍ أو شئٍ ما؟ |
kahve alsam iyi olur, tekerleğimin de tamir edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أُريد فنجان قهوةٍ و أدوات إصلاح الإطارات |
Tanrım, bu şimdiye kadar tattığım en güzel kahve. | Open Subtitles | يا إلهي! هذه أفضل قهوةٍ تذوقتها في حياتي.. |
kahve içmeye geldim seni budala. | Open Subtitles | ماذا تفعلين هنا؟ أقابلكَ من أجل قهوةٍ. |
- Biliyor musunuz, ilk kahve içişimde Bay Fitzgeral'ın dersindeydik. | Open Subtitles | أتعلمان أنّ أوّل قهوةٍ احتسيتُها كانت في صفّ (فيتزجيرالد). |
Bir bardak kahve al. | Open Subtitles | تفضّل، كوب قهوةٍ. |
kahve tiryakisisin. | Open Subtitles | شارب قهوةٍ بكلتا اليدين ؟ |
Gir içeri sana bir kahve yapayım. | Open Subtitles | تعالَ، سأعدُّ لكَ كأس قهوةٍ. |
Sadece sevmek de değil, sabahın 10'unda kahve fincanından viski içiyor. | Open Subtitles | ليس فقط المشروبات. يشربُ (سكوتش) بعد إحتساء فنجان قهوةٍ في الساعة العاشرة صباحا. |
- Sadece kahve içeceğiz, Nell. | Open Subtitles | إنَّها مجردُ قهوةٍ عابرةٍ يا "نيل?"? |