Bakar mısınız, bir bardak kahve ve biraz da süt alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | انسة ممكن تجيبيلي كأس قهوةِ آخر وبعض الحليب الطازة رجاءًا؟ |
- Arkada taze kahve var isterseniz. | Open Subtitles | أنت ظهرت قهوةِ جديدِ هنا إذا كنتم تريدون بعضها. |
Galiba bana babasının kahve ithalatçısı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرَني ان أبّاه كَانَ مستورد قهوةِ |
"Martin Crane öldü." Artık kahve içmeme gerek kalmadı. | Open Subtitles | "رافعة مارتن ميت". أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى قهوةِ كثيرةِ بعد تلك. |
Ayrıca çakıl kutum, zilim ve kahve termosum var. | Open Subtitles | - ذلك عظيمُ. أصبحتُ أيضاً a صندوق حصوةِ، أجراس، a عود مطرِ وترمسِ قهوةِ. |
Üç zehrin protein seviyesi kurbanın kahve fincanından alınan örneğine uymuyor. | Open Subtitles | مستوى البروتينَ "خراطيمِكَ" الثلاثة لا يَجاري العيّنةَ أَخذتْ مِنْ كأسِ قهوةِ vicكَ. |
Hayır, yok. kahve yapmak çiçek sulamaktan... çok daha zor diye bilirdim. | Open Subtitles | أنا فقط إفترضتُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ a بنت قهوةِ الذي زوّدَك بتلك الخدمةِ. |
Adamın bir yanıma geldi. Vince Grady, kahve servisi yapanlardan. | Open Subtitles | أيإقتربَرجلُمِني,aخادم قهوةِ مسمّى فينس جرادي. |
İzin ver de bunu, tamamen normal ölçülerde olan bu kahve fincanımdan kahvemi içerken düşüneyim. | Open Subtitles | نعم، دعني أفكّر حول ذلك بينما أَشْربُ مِنْ هذا بالكامل كأس قهوةِ بحجمِ وضع طبيعي. Mmm. |
Evet Carlos. Hey, annenden daha fazla kahve göndermesini istedi. | Open Subtitles | حسناً ، (كارلوس) قال لي أن تخبر أمِّكَ لكي تُرسل قهوةِ أكثرِ |
Bu da kahve setimi çıkarmak için bir fırsat oldu... 6 benzersiz fincandan oluşuyor. | Open Subtitles | هو يَعطيني فرصة للظُهُور لأول مرّة مجموعة قهوةِ Limogesي... أي سلسلة مِنْ ستّة كؤوسِ فريدةِ. |
Bir fincan kahve ya da başka bir şey alabilir miyim? | Open Subtitles | هلاحصلعلىكأس قهوةِ أَو شيءِ؟ |
Süper hippi bir kahve şirketinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أعملُ في شركة قهوةِ مشهورة |
kahve dağıtan hemşire. | Open Subtitles | ممرضة قهوةِ. |
kahve molası. | Open Subtitles | وقت قهوةِ! |