"Sadece 2 anlık hayal kervanımız durdu" | Open Subtitles | "فقط للحظتين، قوافل أحلامِنا توقّفت |
"Sadece 2 anlık hayal kervanımız durdu" | Open Subtitles | "فقط للحظتين، قوافل أحلامِنا توقّفت |
-Geçtiğimiz hafta, New York'tan üç konvoy yola çıktı ve..." | Open Subtitles | ثلاث قوافل غادرت نيويورك فى الأسبوع الماضي.. |
Halkanın dışında Ruslar kuşatmayı gevşetmek için savaştılar ve buz tutmuş gölün üzerinden acınacak derecede yavaş giden konvoyları hızlandırdılar. | Open Subtitles | خارج دائرة الحصار كان الروس يقاتلون لتخفيف الحصار الألمانى وتسريع حركة قوافل الأمدادات عبر الطريق الثلجى |
Ayrıca, müttefik konvoylar Amerika'dan Avrupa'ya cephane taşıyor. | Open Subtitles | أيضاً، سوف تنقل قوافل الحلفاء ..الذخيرة ..من أمريكا لـ اوروبا |
"Eğer taşıt parkına transfer edilirsem çoğunlukla sipariş kısmında olacağım ve genelde konvoylara mühimmat ve diğer gereçleri tedarik etmek için uğraşacağım." | Open Subtitles | "لو تمّ نقلي إلى نقطة تجمّع السيارات، في الغالب سأطلب أجزاء، وسأذهب أحياناً ضمن قوافل |
Kardeşim Donanma'da gıda konvoylarını koruyor. | Open Subtitles | أخي يحمي قوافل الغذاء في البحرية |
İzlerken mum kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون الشّموع في قوافل . |
"Sadece 2 anlık hayal kervanımız durdu" | Open Subtitles | "فقط للحظتين، قوافل أحلامِنا توقّفت |
"Sadece 2 anlık hayal kervanımız durdu" | Open Subtitles | "فقط للحظتين، قوافل أحلامِنا توقّفت |
Programda bir şey yok. Bölgedeki askeri tesislerden çıkacak bir konvoy yok. | Open Subtitles | لا قوافل عسكرية خارج القاعدة العسكرية بالمنطقة |
-Daha korunacak çok konvoy olacak. | Open Subtitles | -وستكون هناك قوافل أخرى كثيرة يتم حمايتها |
Özellikle Batı Avrupa Yahudi konvoyları sıralarını burada bekliyorlardı. | Open Subtitles | خصوصا قوافل اليهود الاوروبيين الغربيين ينتظرون دورهم هنا |
İlk kez deve konvoyları Sahra Çölü boyunca Batı Afrika'nın ilk devletlerinin şekillenmesine yol açan güvenilir ticaret rotalarını açıyorlar. | Open Subtitles | للمرة الأولى، تفتح قوافل الجمال طرق تجارة فعّالة عبر الصحراء الأفريقية الهائلة. تؤدي لنشأة أول ولايات غرب أفريقيا. |
Bütün Avrupa'dan konvoylar bu ölüm fabrikalarına getiriliyor. | Open Subtitles | قوافل من كل اوربا تجلب لمصانع القتل هذه |
Müttefikler Sovyet Limanlarina giden korumali konvoylar olusturarak, Kuzey Atlantik'te Alman U-botlarin tehdidini azaltmayi basariyor,.. | Open Subtitles | تمكن الحلفاء من تقليل الخطر الذى فرضته الغواصات الالمانيه شمال المحيط الاطلسى بتشكيل قوافل حمايه عند الموانىء السوفيتيه كميرماسك |
Evet Bay Warns konvoylara eskortluk etmek, VIP'leri korumak. Disiplinli bir hayatın varmış, değil mi? | Open Subtitles | سيد (وارنز)، تتحرك في قوافل من الحراسات الخاصة، لابد أن الأمر منظم، أليس كذلك؟ |
Daha da önemlisi, ikmal kolları Malta'dan idare ediliyor Kraliyet Deniz Kuvvetleri, Rommel'in, İtalya'dan Trablus'a giden konvoylarını taciz edip rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | الأكثر أهميه هو أنه بالأستيلاء .... ( عـلـى جـزيـرة ( مـالـطـه أصبح بأمكان البحريه الملكيه إزعاج ( قوافل الأمدادات الخاصه بـ ( روميل |
İzlerken mum kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون الشّموع في قوافل . |