"قوقعة" - Traduction Arabe en Turc

    • kabuk
        
    • kabuktan
        
    • kabuğu
        
    • kabuğun
        
    • kabuklarını
        
    • koklear
        
    Benim etrafıma kabuklu yengeç ya da denizkızı göğsü gibi koruyucu bir kabuk inşa ettiniz ve artık sokaktaki adamla bağlantımı kaybettim. Open Subtitles أنشأتما حولي قوقعة كالتي تحمي السّلطعون أو ثدي الحوريّة والآن فقدت الصّلة مع المرء في الشّارع
    - Sırtındaki kabuk boşuna mı duruyor, kullansana. Open Subtitles لديّك قوقعة لسبباً ما. هيّا أستعملها. أنت من أستعملها.
    Şunu alıp ağzına koyuyorsun ve istiridyeyi kabuktan deniz suyu çeker gibi emiyorsun. Open Subtitles تأخدين هذه المحارة وتضعينها في فمك، وتلتهمين ما في داخلها كأنك تمتصين مياه البحر من قوقعة.
    Bedeni artık yalnızca bir kabuktan ibaret. Open Subtitles جسدها هو قوقعة الآن
    Boş bir salyangoz kabuğu sıcaktan mükemmel koruma sağlar. Open Subtitles قد تؤمن قوقعة حلزون فارغة ملجأً مثالياً من الحرارة
    Küçülmüş, sanki içimde Oliver şeklinde kabuğun uzuvlarını yönlendiren ufacık, ...kadim bir Oliver Tate varmış gibi geliyor bana. Open Subtitles أشعر أنني منكمش، حيث أن هناك أوليفر تيت عجوز في داخلي تشغيل الروافع لرفع قوقعة بحجم و عمر أوليفر
    Benim yapmaya çalıştığım, söyleştiğim insanların kamusal kabuklarını kırıp gerçekten ortaya dökmek isteyebilecekleri şeyleri söyletmekti. İnsan ne kadar gözününde olursa o oranda kalın bir kabuk örer. TED كنت أحاول جعلهم يقولون ما في الأغلب يريدون البوح به، ليخرجوا من قوقعة شخصيتهم العامة تلك، و كلا زادت شعبية الضيف، كلما ترسخ وجود تلك الشخصية العامة الظاهرية.
    Günümüzde ise, modern çoklu kanal koklear implantı yapıyoruz. bu bir ayakta tedavi yöntemi. TED واليوم صارت لدينا عمليات زراعة قوقعة الأذن متعددة القنوات، والتي هي عملية خارجية.
    Ben sümüklü böceğim. Bende kabuk olmaz bebeğim. Open Subtitles أنا بزّاق، فلا يوجد قوقعة على ظهري يا عزيزتي
    Ben sümüklü böceğim. Bende kabuk olmaz bebeğim. Open Subtitles ،أنا بزّاق فلا يوجد قوقعة على ظهري يا عزيزتي
    Bu 'protocell' teknolojimiz, -kireç taşı atalarının yaptığı gibi- etkili bir biçimde kabuk yapıyor, ve bunu doğal malzemelere karşı çok karmaşık bir ortamda biriktirebiliyor. TED هذا هي تكنولوجيا البروتوسيل خاصتنا، تصنع قوقعة بفاعلية ، مثل الحجر الجيري العتيق، وتودعها في بيئة معقدة جدا ، أمام المواد الطبيعية.
    - Klonlar Black olmadan boş birer kabuk. Open Subtitles (النسخ عبارة عن قوقعة فارغة بدون (بلاك
    Bu sadece boş bir kabuk. Open Subtitles قوقعة فارغة
    Şimdi boş bir kabuktan başka birşey değil! Open Subtitles الآن أصبحت مجرد قوقعة فارغة
    Boş bir kabuktan başka bir şey değilsin. Open Subtitles أنت لست سوى قوقعة جوفاء!
    Sedef kabuğu olabilir. Open Subtitles قد تكون قوقعة لا أعلم
    Güzel bir deniz kabuğu. Open Subtitles يالها من قوقعة
    Denizkulağı kabuklarını başka ne parçalar? Open Subtitles ما الذي يفكك قوقعة أذن البحر أيضاً؟
    Denizkulağı kabuklarını başka ne parçalar? Open Subtitles ما الذي يفكك قوقعة أذن البحر أيضاً؟
    Yani eğer mükemmel bir koklear implant tasarlamak istiyorsak, yapmamız gereken müzik iletimine izin verebileni amaçlamaktır. TED وبالتالي إن أردنا تصميم قوقعة أذن للزرع، ما قد نحاول القيام به هو استهدافه لجعله يسمح بتحويل الموسيقى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus