Ama her tezgahta uzaklaşmak ya da hayır demek için bir şans vardır. | Open Subtitles | لكن في نقطة ما في كل خدعة هناك فرصة للابتعاد أو قول لا |
İyi düşünüyordum da eğer belki istersen belki boş hissettiğinde çıkmaya hayır demek istersen... | Open Subtitles | حسناً, كنت أتسائل إذا كنتِ ربما تريدين ربما, و أنتِ حرة في قول لا في أن تخرجي في موعد |
Ona hayır diyemezsin, likrayla kaplanmış spor salonu ikramı gibidir... | Open Subtitles | أنت لا تستطيع قول لا إليها. هي مثل غطاء، متعة الجمنازيوم. |
Sen teklife devam et, ben de hayır demeye. | Open Subtitles | , تابع في عرضك و سأتابع قول لا |
Böylece, sana hayır der ve biz de hayatlarımıza devam edebiliriz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، يمكنها قول لا ويمكننا التقدم بحياتنا الصغيرة |
Ama bir şekilde durumunu bana açıkladı, ben de hayır diyemedim. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما شرحت لي , ولم أستطع قول لا |
hayır diyemiyorsun, diyebilirmisin? | Open Subtitles | انت فقط لم تتمكني من قول لا , اليس كذلك ؟ |
Kimse Rocky Road'a hayır diyemez. | Open Subtitles | من أجل الآيس كريم؟ لا يمكنك قول لا لروكي رود |
hayır demekten ve sabah kalkıp bir gün önce yediğim her parçayı aramaktan yoruldum. | Open Subtitles | لقد تعبت من قول لا وحساب كل ماأكلته فى اليوم السابق |
Kim bana hayır diyebilir? | Open Subtitles | فمن يستيطع قول لا لى ؟ |
Evet, sadece bu kadar insana hayır demek canımı acıtıyor. | Open Subtitles | نعم ولكن قول لا للكثير من الناس مؤلم جداً |
Asistanın beni şehirde bütün gün bisikletle takip edip yalvarırken hayır demek pek kolay olmadı. Evet, yağmur da yağınca zorlu bir gün oldu. | Open Subtitles | حسناً , من الصعب قول لا لشخص تتبعنى مُساعدة حول المدينة على دراجة و هو يتوسل اجل , كان يوماً صعباً بوجود كل هذا البرق |
Ama Caroline'ın hayattaki tek keyfi herşeye "hayır" demek haline geldi. | Open Subtitles | لكن المتعة المتبقية لكارولين في الحياة هي قول "لا" لكل شيء |
Peki, o zaman... hayır demek zorundayım. | Open Subtitles | حسناً .. أذا .. يجب علي قول لا |
Peki, o zaman... hayır demek zorundayım. | Open Subtitles | حسناً .. أذا .. يجب علي قول لا |
- Hey, hayır diyemezsin, dostluğun ilk kuralı... | Open Subtitles | لا يمكنك ابداً قول لا لاي شيء يطلبه منك الصديق |
- Ama Tucker, bu kişiye hayır diyemezsin. | Open Subtitles | ولكن انا لا ابحث عن مواعده عمياء ولكن تاكر لا تستطيع قول لا لهذا الشخص |
Sweetums'dan. Şehirdeki herkes ona hayır demeye çekiniyor. | Open Subtitles | من شركة" سويتمز"، جميع من في هذه المدينة خائفون من قول لا له |
Böylece, sana hayır der ve biz de hayatlarımıza devam edebiliriz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، يمكنها قول لا ويمكننا التقدّم بحياتنا الصغيرة. |
Ve sorduğunda hayır diyemedim. | Open Subtitles | و لم أتمكّن من قول لا عندما دعاني للخروج. |
Sadece parayı seviyorsun ve Dave'e hayır diyemiyorsun. | Open Subtitles | أنت مثل المال ولا يستطيع قول لا إلى ديف. |
American Theatre Wing'e hayır diyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع قول لا... لمنظمة جناح المسرح الأمريكي |
- Her zaman hayır diyebilirsin, biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا , تدري أنك تستطيع دائما قول لا , صحيح ؟ |