"قوي من" - Traduction Arabe en Turc

    • güçlü bir
        
    • dan güçlü
        
    Hayır. Naylonla, tek ve güçlü bir ip teli yapılıyor. Open Subtitles لا، الأمور أبسط الأن سنصنع خيط فردي قوي من النايلون
    Bir taraftan, birisi hakkında aşırı olumsuz, ahlaksız bir bilgi öğrenmek aşırı olumlu ve erdemli bir bilgi öğrenmekten daha güçlü bir etki bırakıyor. TED من وجهة نظر، أخذ معلومات سلبية ولا أخلاقية حول شخص عادة ما يكون لها تأثير قوي من أخذ معلومات إيجابية وأخلاقية جداً.
    Sizlerin güçlü bir sadakat anlayışı var çünkü Viyetnam yüzünden size suçlu muamelesi yapıldı. Open Subtitles إشتركوا في الرابطة الأقوى أنتم رجال يبدو أن لديكم إحساس قوي من الولاء لأنكم تفكرون كمجرمين
    Ordu ruhunun üzerindeki bu yük ağırlaştıkça ordunun güçlü bir inanç yapılanmasına olan ihtiyacı artıyor. Open Subtitles أثقل هذه الأعباء يقع على عاتق روح الجيش أكثر ما يحتاج الجيش ليستند إليه هو أساس قوي من الإيمان
    Asgard'dan güçlü bir savaşçı hakkında. Open Subtitles إنها تدور حول محارب قوي من "آزجارد". هاك...
    Asgard'dan güçlü bir savaşçı hakkında. Open Subtitles إنها تدور حول محارب قوي من "آزجارد".
    Bir efsaneye göre, çok güçlü bir tanrı başka bir dünyadan gelmiş ve orada bir hazine gizlemiş. Open Subtitles بحسب الأسطورة جاء إله قوي من عالم آخر وخبأ كنزاً هناك
    Çok güçlü bir adalet duygusu altında hareket ediyor olmalı. Open Subtitles هذا الشخص يتصرف تحت احساس قوي من العدالة
    Başka bir gezegenden gelen güçlü bir uzaylıyı kontrol etmek isteyen gizli bir topluluk. Open Subtitles جمعية سرية شُكلت للسيطرة على فضائي قوي من كوكب آخر ؟
    Yarın için, akşamdan kalma halimi düzeltmesi için güçlü bir şey lazım. Open Subtitles انا اريد شيء قوي من اجل التعليق الذي سافعله غدا
    - Francis, benden güçlü bir adama senin için ihanet etmemi istiyorsun. Open Subtitles فرانسيس، أنت تطلب مني خداع وخيانة رجل قوي من أجلك
    Erişemeyeceğim yüksek bir kayaya çıkar beni, çünkü sen benim için sığınak, düşmana karşı güçlü bir kule oldun. Open Subtitles ... قدنيإلىالصخرةالاعلىثمأنا ... لكأريدملجألي... وبرج قوي من العدو...
    Kral, bir zamanlar, efendim gibi güçlü bir kuzeyliydi. Open Subtitles كان ذات يوم رجل قوي من الشمال مثل مولاى
    Başkent koridorlarından güçlü bir borsa simsarı mı? Open Subtitles أهي سمسار قوي من زوايا العاصمة ؟
    "Test örneği güçlü bir aseton, ürik asit, ve amonyak karışımı içeriyor." Open Subtitles "احتوت عينة الاختبار على تركيز قوي من الأسيتون, حمض بولي, ونشادر."
    Senin bile ikimize yetecek kadar güçlü bir kalbin yok. Open Subtitles انت لديك قلب قوي ...من اجل كلانا
    Karma çok güçlü bir şeydi. Görünüşe bakılırsa Randy'le benim içimizdeki iyiliği görüyordu. Open Subtitles العاقبـة الأخلاقيـة شيء قوي , من الواضح , رؤية الجيد ( في نفسي و نفس ( راندي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus