Hassas bir konuydu, emir komuta zincirine çıkmalı, yapacağımız şeyin yapılacak en doğru şey olduğuna onları ikna etmeliydik, ve tüm bunları elektronik ortamda yapmalıydık. | TED | كان الامر حساساً .. كان هناك تسلسل قيادي كبير لكي نصل الى القيام بالامر على هذا النحو اي ان نقود العملية بواسطة اجتماع مرئي رقمي |
Açık bir emir komuta zincirine ihtiyacı anlamayacak kadar uzak kalmış değilsin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تفهم الحاجة إلى وجود تسلسل قيادي واضح |
komuta zinciri ve protokollere uyulması gereklidir. | Open Subtitles | هناك تسلسل قيادي ترجع له وبروتوكولات لابد من مراعاتها |
Birçok Y Kuşağı mensubu gibi o da kendini yönetici olarak çalışmaya hazırlamıştı; herhangi bir liderlik eğitimi almadan. | TED | مثل الكثيرين من أقرانها المنتمين لجيل الألفية، تمكنت من الحصول على منصب إداري قبل أن تحصل على أي تدريب قيادي رسمي. |
Başarımı liderlik pozisyonunda Della's Diets adlı heyecanlı ve genç bir şirkette değerlendirebilecektim. | Open Subtitles | استطعت استثمار نجاحي هناك في منصــب قيادي في شركة شابة واعدة تُسمّى ديلا للحمية. |
Bir savaş birimi olarak daha işlevsel olabilmemiz için bir komuta zinciri kurmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | من أجل أن نعمل أفضل كوحدة قتال أعتقد أننا ينبغي أن ننشئ تسلسل قيادي |
Emir komuta diye bir şey var. Benimle uğraştığını biliyordun. | Open Subtitles | هناك تسلسل قيادي .وأنت تعرف أنه كان يعبث معي |
Yoksa, komuta kademesi için tetik çekmeyi bırakmazdın. | Open Subtitles | وإلا لم تكن لتساوم مسؤلين لكي تحصل على منصب قيادي |
- komuta devriyle ilgili resmi bir yazı ve tahliye ekibi lazım. | Open Subtitles | ستحتاج إلى أمر قيادي من أجل الإزالة الرسمية وفريق إستخراج - أجل... |
Bir komuta zinciri vardı. | Open Subtitles | وهناك تسلسل قيادي. |
komuta zinciri var. | Open Subtitles | هنالك تسلسل قيادي |
Burada bir komuta zinciri var George. | Open Subtitles | (لدينا ترتيب قيادي هنا يا (جورج |
Emir komuta mı? | Open Subtitles | تسلسل قيادي ؟ |
Ruslar daha fazla liderlik istiyor. | TED | الروس يريدون تولّي دور قيادي أكبر. |
Bunun işinizin en göz alıcı kısmı olmadığını biliyorum, ama siz liderlik pozisyonundasınız ve, malesef, bu da idari sorumluluklar getiriyor. | Open Subtitles | -لا ! انا اعرف ان هذا ليس افضل جزء فى عملك, ولكن انت فى موقع قيادي و, |
Bence Ajan Boyle YİK'te liderlik rolünde iyi iş çıkarabilir. | Open Subtitles | أما الآن، فأظن أن العميل (بويل) قد يكون ذو قيمة ثمينة في دور قيادي بمركز العدالة الجنائية |
Yine o siralarda, iki ogrencisini bir kac saat mesafedeki Laramie'ye liderlik konferansina goturecekti, ve cocuklari kendi arabasinda goturmeyi planlarken okul, " Hayir, sorumluluk sebebleriyle bunu yapamazsin. | TED | في نفس الوقت تقريباً، كانت على وشك أخذ طالبين لحضور مؤتمر قيادي في لارامي ، والذي يبعد ساعتين تقريباً، كانت تنوي اصطحابهما في سيارتها، لكن المديرة قالت: "لا، لاتستطيعين اصطحابهما معك لأسباب المسؤولية. |