Böylece onu yukarı çıkardım, atlama kayışını taktım, ve atladı. | Open Subtitles | لذا أنا إتّفقتُ معه، رَبطتُه في، وهو قَفزَ. |
Uçaktan atladı. | Open Subtitles | قَفزَ مِنْ طائرةِ. |
Uçaktan atladı ve boğuldu. | Open Subtitles | قَفزَ مِنْ طائرةِ وغَرقَ. |
Görünüşe göre, çocuk uçaktan atlamış, ve havada boğulmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو، قَفزَ الطفلُ إلى الخارج طائرةِ، وهو غَرقَ في الجوّ. |
Biri sizin balkonunuzdan itilmiş veya atlamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أَو قَفزَ مِنْ شرفتِكَ. أنت هَلْ يَمْزحُ؟ |
Arkamda kapı kapandığında kasanın arkasından zıpladı. | Open Subtitles | عندما الباب إنتقدَ خلفي، قَفزَ فوق مِنْ وراء العدّادَ. |
Balkondan mı atladı? | Open Subtitles | هَلْ قَفزَ مِنْ البنايةِ؟ |
Biri köprüden atladı! | Open Subtitles | شخص ما قَفزَ مِنْ على الجسرِ |
- Işınlanırken atladı! | Open Subtitles | - قَفزَ الجرم السماوي! |
Anomalinin şehrin sistemlerine atlamış olması mümkün değil. | Open Subtitles | ليس هناك مجالاً بأن قَفزَ الشيء الشاذَّ إلى أنظمةِ المدينةَ |
...sürünerek geldi ve masamın üstüne zıpladı. | Open Subtitles | ... زَحفتْعبرالأرضيةِ، ثمّ قَفزَ في منضدتِي؟ |