Lütfen memur bey, medeni insanlar gibi konuşalım. | Open Subtitles | من فضلك أيها الضابط لنتحدث كأشخاص عاقلين |
Gün batımında kaktüsler insanın gözüne sarılmak isteyen insanlar gibi gözüküyorlar. | Open Subtitles | عند الغروب, يبدو نبات الصبار كأشخاص تبحث عن الأحضان |
Üçümüzün bir arada medeni insanlar gibi oturması ne hoş, değil mi? | Open Subtitles | أليسَ لطيفاً أن نجلس نحنُ الثلاث كأشخاص مُتحضرين؟ |
İyi insanların psikolojisini inceliyorum ve alanımdaki araştırmalar, çoğumuzun iyi bir insan gibi hissetmek ve iyi bir insan gibi görünmek konusuyla derinden ilgilendiğini gösteriyor. | TED | وأدرس علم نفس الأشخاص الجيدين، وإشارت الأبحاث في مجال عملي بأن الكثيرون يهتمون بعمق حول إحساسهم بأنهم أشخاص جيدين ورؤية الناس لهم كأشخاص صالحين وجيدين |
İnsanları insan olarak görmeye başlamanın zamanıdır benimsediğimiz veya tepki verdiğimiz fikirler olarak değil. | TED | لقد حان الوقت أن نبدأ رؤية الناس كأشخاص وليس مجرد الأفكار التي نعرضها عليهم أو نتفاعل معها. |
İnsanlar olarak ne kadar umutsuz görünseler de, karşılaştığımız koşullarla tanımlanmıyoruz. | TED | نحن كأشخاص ليست الظروف التي نواجهها هي ما تعرفنا، بغض النظر عن كونها مستحيلة. |
ES: Şunu söylerdim: Geçtiğimiz yıl bize bir şeyi hatırlattı. Demokrasi kapalı kapılar ardında ölebilir. Ve aynı kapalı kapılar ardında dünyaya gözlerini açan bireyler olarak iyi bir devlete sahip olabilmek için mahremiyetten vazgeçmemeliyiz. | TED | إد: بمقدوري أن أقول أن السنة الماضية ذكرتنا أن الديمقراطية بإمكانها أن تموت خلف الأبواب المغلقة لكننا كأشخاص ولدنا خلف هذه الأبواب المغلقة و ليس علينا أن نعطي خصوصيتنا كي نحصل على حكومة جيدة. |
Bu yolculuğu yapmamızın nedeninin 160 kilometreye birlikte ulaşabilmemiz olduğunu söyledi tıpkı hayatındaki önemli insanlar gibi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني عن سبب هذه الرحلة وأنها كانت لنصل للمائة ألف ميل معا كأشخاص تهتم بهم في حياتها |
Dönüşünceye kadar normal insanlar gibi görünürler... böylece bizden başka kimse içlerinde canavar olduğunu bilmez. | Open Subtitles | قبيل مصرعهم، كانوا يبدون كأشخاص عاديين. ولذا لا أحد سوانا يعرف أنهم .وحوش بقرارة نفوسهم |
Yetişkin insanlar gibi konuşabiliriz. | Open Subtitles | لنتحدث بخصوص هذا كأشخاص ناضجين. |
En azından kötü insanlar gibi görünmüyoruz. | Open Subtitles | على الأقل لن نبدوا كأشخاص سيئين |
Sabahleyin normal insanlar gibi çıkış yapmamız lazım. Ne? | Open Subtitles | و يجب علينا أن نسجل خروجنا كأشخاص عادين |
Normal insanlar gibi uçalım. | Open Subtitles | سنعود بالطائرة كأشخاص عاديين |
Yetişkin insanlar gibi konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | نريد ان نتحدث كأشخاص راقين |
Sosyal hayatta yaşayan diğer insanlarla iletişim kuran normal bir insan gibi davranmamız için, bir çok şeyin olması gerekiyor. | Open Subtitles | حتى يتثنى لنا التصرف كأشخاص طبيعيين يتفاعلون مع الآخرين ويعيشون داخل فضاء الواقع الاجتماعي |
İşte o zaman davranış ve düşünceleri ile gerçek insan gibi oluyorlar. | Open Subtitles | ثمّ يصبحوا كأشخاص حقيقيين بسلوكياتهم وتفكيرهم |
Kuklalar gibi onlar da hala insan gibi hareket ederler... ben istediğim zaman. | Open Subtitles | حتى بعد أن أصبحوا دمى مازالو يتصرفون كأشخاص حقيقيين عندما أريدهم أن يقوموا بذلك |
Öğrencilerimi yalnızca kazanan atletler olarak değil ama insan olarak da desteklemem gerektiğini fark ettim. | TED | أدركت أنني بحاجة لتحصين طلابنا الرياضيين كأشخاص متكاملين، وليس فقط كرياضيين ربحوا. |
Size gözetlemeyi öğretirlerken hedeflerinizi birer insan olarak değil bir sürü detaydan oluşan aktivite listesi olarak görmeyi öğretirler. | Open Subtitles | عندما تجري عملية مراقبة فأنت مدرب على استعراض أهدافك ليس كأشخاص ولكن كقائمة من التفاصيل في سجل نشاط |
Sizin gibi düşünmeyen insanları, sizin gibi görünmeyen insanları, sizin gibi hareket etmeyen insanları, sizin geldiğiniz yerden gelmeyen insanları hayatınıza davet edin ve onların varsayımlarınıza karşı geldiklerini ve dolayısıyla... sizi bir insan olarak olgunlaştırdıklarını fark edeceksiniz. | TED | ادعو إلى حياتكم الناس اللذين لا يشبهونكم منظرًا أو فكرًا أو يتصرفون مثلكم، أو يأتون من مكان غير الذي تأتون منه، وربما قد تجدوا أنهم يتحدون افتراضاتكم ويجعلونكم تنمون كأشخاص. |
Onları cana yakın bir biçimde anlatın ve onları sadece birer teşhis olarak değil kendi deneyimlerine ait bir derinlik ve zenginliğe sahip insanlar olarak anlatın. | TED | اعرضوهم بتعاطف وقدموا تجاربهم بعمق و معنى كأشخاص و ليسوا مجرد تشخيصات. |
Kişi başına salınım oranı yüksek ülkelerde yaşan insanlar olarak, diğerleri adına da seçim yapmış olacağız. | TED | كأشخاص يعيشون في بلدان مع نسبة انبعاثات عالية لكل فرد، نحن نقوم بهذا الاختيار في صالح الآخرين أيضا. |
Hayata normal insanlar olarak başlıyorlar... onlarında umutları ve hayalleri var. | Open Subtitles | بدأوا من نقطة معينة .. تعرف، بدأوا كأشخاص عاديين كان لهم طموحات وأحلام |
Kendimizi bir insan olarak iyi hissedemiyoruz, geleceği tanımlayan inancımızı yitirmişiz, birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz. | TED | نحن لم نعد نشعر برضاً حول أنفسنا كأشخاص. أضعنا تعريف الإيمان في مستقبلنا، نحن لا نرى بعضنا بعمق، نحن لا نعامل بعضنا جيداً. |