| Üniversiteyi bıraktığımda, yurttaki kabus gibi odamı da bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما تركت الجامعة كان عليّ ان اترك غرفتي وهو ماكان كابوساً |
| Evet, bu bir kabus gibiydi ama bitti, kapatın artık bu konuyu. | Open Subtitles | نعم ، لقد كان كابوساً لكنه انتهى وهي تريد له أن انتهى |
| Birden bire ortaya çıkmam senin için kabus gibi olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا كان كابوساً بالنسبة لك ظهوري هنا هكذا |
| Özür dilerim, bir kâbus görüyorum. Yani, bir kâbus görüyordum. | Open Subtitles | انا اسف , انني فقط واجهت كابوساً انني واجهت كابوساً |
| Bir kaç dakika önce rüyamda Diana'yı görüyordum ve bir kabustu. | Open Subtitles | عندما إتَصلت كنت أحلم بأنَني كنت مع دايانا لقد كان كابوساً. |
| Ama size söz veriyorum yarın uyandığınızda bunların hepsini kötü bir rüya olarak hatırlayacaksınız. | Open Subtitles | لكني أعدكِ, بأنك ستستيقظين غداً وكل شيئ زال وكأنه كان كابوساً |
| "Senden faydalandım, her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | لقد قمت باستغلالك ووضعتك في موقف يمثّل كابوساً لأي طبيب |
| Pazartesi duvarın üzerinde bir boşluk olacak sonra ki emperyonist kabus için. | Open Subtitles | كنت أرى مساحة كبيرة على الجدران وفي اليوم التالي أجد كابوساً مطبوعاً |
| Hizmetçilerden biri sadece, kabus görmüş. Yatağına geri dön. | Open Subtitles | إنها إحدى الخادمات ليس إلاّ لقد رأت كابوساً, عودي لفراشك |
| Belki de aklında kuklalar olduğu için kabus gördün. | Open Subtitles | أو ربما كابوساً لشخص يعاني مشاكل مع الدميّ |
| Seni uyandırdığım için üzgünüm ama kabus gördüğünü sandım. | Open Subtitles | أنا أسف انى أيقظتك ولكننى أعتقد أنك كنتى تواجهين كابوساً |
| Bir kez böyle bir kabus görmüştüm. | Open Subtitles | هل تعلموا؟ أظن أنني رأيت كابوساً كهذه المرة |
| Ama ne zaman kabus görse ona eski şarkılarımdan birini öğretiyorum. | Open Subtitles | و لكن كلما رأى كابوساً أعلمه إحدى أغانىّ |
| Bu sabah uyandığımda, her şeyin bir kabus olmasını umuyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن يصبح كل هذا كابوساً عندما أستيقظ |
| Tamam evlat, kâbus gibiydi, evet ama artık geçti. | Open Subtitles | حسناً يا ولد، لقد كان هذا كابوساً لكنه انتهى الآن |
| Hiçbirimiz bahsetmedik. Bir rüyaydı, kâbus. | Open Subtitles | لم يذكر أحد منا ما حدث لقد كان فقط حلماً , كابوساً |
| Ama yarın uyandığınızda bunları hepsinin bir kâbus olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | لكنّنى أعدكِ بأنّكِ ستستيقظين غداّ وكلّ شىءٍ زال وكأنّه كان كابوساً |
| Çiçekçimiz tam bir kabustu. | Open Subtitles | بائع الزهور هذا كان كابوساً مكتمل الأركان |
| - Tam bir kabustu. - Çok üzüldüm. | Open Subtitles | لقد كان كابوساً موحشاً أنا آسف جداً |
| Uyanacağım, ve her şey rüya çıkacak. | Open Subtitles | أود أنْ استيقظ واكتشف أنّ كل ذلك كان كابوساً. |
| "Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب |
| Uyuyamıyor, kıvranıyor, dönüp duruyordu. Tam bir kâbustu! | Open Subtitles | لَمْ يكن ينام، يتقلّبَ دائماً كَانَ كابوساً |
| Bir noktada, belki de rüyamızın bir kabusa dönüştüğünü kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | في نقطة ما ربما نتقبل أن الحلم قد أصبح كابوساً |
| Unutma, bu sadece kötü bir rüyaydı şişko. | Open Subtitles | تذكر أن ما حدث كان كابوساً فقط أيها البدين |
| Uçağa adım attığım andan itibaren yalnızca yaşayan bir kâbusun içindeyim. | Open Subtitles | كان كابوساً حقيقياً منذ اللحظة التي خطوت بها من الطائرة |
| Öğrenci değişim olayı korkunç bir kâbusa döndü. | Open Subtitles | تبادل الطلاب هذا كان كابوساً مروّعاً |