Bu bana daha çok bir heykelmişim gibi davranıldığını hissettirdi ve tıpkı bir heykel gibi bir yere oturtuldum. | TED | لقد شعرت ان الحال بالنسبة لي اقرب لأنني ساٌعمل كتمثال، كان علي الجلوس في مكان واحد كالتمثال. |
heykel gibi dikilme. Ön kapıya götür onları. | Open Subtitles | لا تقف كالتمثال ضعه أمام المدخل |
Sen orada bir heykel gibi dururken uyuyamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع النوم معك واقفا هناك كالتمثال |
Öyle heykel gibi dikilecek misin? Yoksa katılmak mı istersin? | Open Subtitles | هل ستقفين كالتمثال أم ستنضمين إلينا؟ |
Pozunuzu korumalısınız, aynı bir heykel gibi. | Open Subtitles | يجب ان تبقي ثابته كالتمثال |
Etrafta heykel gibi dikilmeyi bırak. | Open Subtitles | اذا لا تقف هنا كالتمثال |
heykel gibi duruyor sadece. | Open Subtitles | إنّه يقف هُناك كالتمثال. |