"كالعاهرة" - Traduction Arabe en Turc

    • fahişe gibi
        
    • Orospu gibi
        
    • sürtük gibi
        
    • fahişeye
        
    • fahişeler gibi
        
    • kaltak
        
    Bana burasının ülkenin en soğuk kasabası olduğunu söylediler ama ben kiliseye gitmiş bir fahişe gibi terliyorum burada. Open Subtitles إذاً، لقد أخبرتُ أن هذه أبرد بلدة في الأمة، ورغم ذلك أنني أتعرق كالعاهرة في الكنيسة.
    Yüzünün tutuklanması gerek, çünkü suratın fahişe gibi. Open Subtitles وجهك هو من يجب ان يعتقل لأنه يبدوا كالعاهرة
    Eddie, bir Orospu gibi konuşmaya devam edersen, sana orospu muamelesi yaparım. Open Subtitles ايدي ، تتكلم كالعاهرة ،سأرميك كما ارمي العاهرة
    Bir Orospu gibi konuşmaya devam edersen, sana orospu muamelesi yaparım şimdi. Open Subtitles ايدي ، تتكلم كالعاهرة ،سأرميك كما ارمي العاهرة
    Tüm bu müzik videoları ve dergileri varken gerçekten onu çıkmaya ve bir sürtük gibi giyinmeye zorlamana ihtiyacı olduğunu düşünüyor musun? Open Subtitles مع كل تلك اللقطات والمجلات هل تظنين أنها بحاجتكِ لتدفعينها إلى المواعدة والإرتداء كالعاهرة ؟
    Sarhoştu fahişeye para öder gibi ödeme almak istemediğini söyledi. Open Subtitles يقول بأنه لا يريد ان يتم الدفع له كالعاهرة
    Masaj yaptırdığından beri Tijuanalı fahişeler gibi konuşuyorsun. Open Subtitles أتعلمين ، عندما يدلكك أحدهم تصدرين أصواتًا كالعاهرة
    Lensleri olmadan fahişe gibi gösteren gözlüklerini de yakalım. Open Subtitles لننزع العدسات عن هذه النظارة التي كانت تلبسها كالعاهرة
    Evden bir fahişe gibi giyinip çıkmasına izin vermişler. Neden bana gerçekte ne düşündüğünüzü söylemiyorsunuz ajan? Open Subtitles حسنًا, لقد جعلوها تغادر المنزل وهي تبدو كالعاهرة لما لا تقل لي بما تفكر به أيها العميل؟
    Çok ucuz bir fahişe gibi davranıyorsun. Open Subtitles ! ها أنت تتصرف مرة أخرى كالعاهرة الحقيرة
    Ama kızımı adamlarınıza bir fahişe gibi veriyorsunuz. Open Subtitles ولكن إبنتى تتنقّل بين رجالك كالعاهرة
    Ama kızımı adamlarınıza bir fahişe gibi veriyorsunuz. Open Subtitles ولكن إبنتى تتنقّل بين رجالك كالعاهرة
    Bu arada da ben, Dee'yi Orospu gibi giyindirip belediyedeki herifle buluşup rüşvet vereceğim ve çöp konusunda bize yetki veren bir sözleşme imzalayacağım. Open Subtitles في هذه الأثناء، أُلبس ديي كالعاهرة واذهب الى مسؤول في المدينة، أرشيه. وأجعله يعطينا العقد ويقوض اتحادات النفايات
    İkimiz de çavuşken seninle birlikte yakaladığım o Orospu gibi. Open Subtitles كالعاهرة التي رأيتك معها حين كنا رقباء
    Orospu gibi giyinmen gerekiyordu. Open Subtitles أنت من الفترض أن تبدين كالعاهرة
    Burada Orospu gibi durmayı bırak. Open Subtitles كف عن الوقوف هنا كالعاهرة
    Geçen sene tamamen öfkeli bir sürtük gibi davrandım, biliyorum. Open Subtitles كالعاهرة الثائرة السنة الماضية
    Julia sadece lanet bir sürtük gibi davrandı ben de ona cevap verdim ama yine de istediğini yaptım. Open Subtitles هذه كانت (جوليا) كالعاهرة المتذمرة و أنا أدعوها كذلك ثم أدللها
    Üzgünüm kız fahişeye benziyor Open Subtitles اسفة . تلك الفتاة كانت تبدو كالعاهرة
    Bir kaltak gibi kokarak etrafta dolaşmaya çalışmıyorum. Open Subtitles هيّا أنا لا أحاول التجوّل في الأنحاء ورائحتي كالعاهرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus