Bazısı sıcak kömür gibi parlak turuncu renkte, çevresini ısıtıyor | Open Subtitles | بعضها يُوهج برتقالياً متقداً كالفحم الساخن، تشع حرارة إلى محيطها، |
Evet, onları 40 fit derinliğinde kadın gibi yumuşak ve kömür gibi siyah toprağı olan, bir yere dikmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ازرعها حيث عمق التربة 40 قدما سوداء كالفحم وناعمة كالمرأة |
kömür ve gaz gibi fosil yakıtlar kullanarak atmosferin bileşimini değiştirdik. | Open Subtitles | بحرق الوقود الحفري كالفحم والغاز، غيّرنا صميم مكوّن الغلاف الجوي، |
Ve görebildiği kadarıyla kömür gibi ağaçlar yolun kenarındaydı. | Open Subtitles | وفي نهاية المد من النظر رأى أشجار على جانب الطريق حيث الظلام كان كالفحم |
kömür, petrol ve doğal gaz, fosil yakıt dediğimiz şeylerdir. | Open Subtitles | الوقود الحفري كالفحم والبترول والغاز الطبيعي |
bu korkunç ekonomik trendlerle kuşatılmış, kömür ve çelik gibi endüstrilerin ortasında kalmış ve gelişmesinin zor olduğunu düşünürsünüz | TED | فهم محاصرون من قبل هذه الميول الاقتصادية المروعة، بُنيت مدنهم حول المناطق الصناعية كالفحم والصُلب مما يجعل من الصعب عليهم المضي قدمًا. |
Şimdi şu kömür gibi yanan kocana gel bakalım. | Open Subtitles | وها أنتِ سريعة وساخنة كالفحم المشتعل |
Gözleri kor kömür gibi parlıyordu. | Open Subtitles | أصبحت عيناه متوهجة كالفحم القرمزي. |
Ağır bir yükle, kömür veya demirle tam dolu bir tekne. | Open Subtitles | مليء بـبضائع ثقيلة كالفحم و الحديد |
Evet. Altı üstü kömür. | Open Subtitles | نعم، إنها فقط كالفحم |
Altı üstü kömür. | Open Subtitles | إنها فقط كالفحم |
Aidra'nın saçları kömür gibi simsiyahtı. | Open Subtitles | شعر أيدرا غامق كالفحم |
Onun ruhu tıpkı bir kömür gibi kapkaraydı. | Open Subtitles | روحه سوداء كالفحم |
Dışkınız kömür karası olacak ama endişelenmeyin. | Open Subtitles | ذلك سيجعل برازك أسود كالفحم. |
Siyah, kömür ve gök gürültüsü kadar Kara, günahlarım kadar | Open Subtitles | "أسود كالفحم والرعد مظلم مثل آثامي" |
kömür misali yandı. | Open Subtitles | لقد احترق ... كالفحم |
Hem de kömür karası. | Open Subtitles | سوداء كالفحم |