Sonra Calvert adında biriyle evlenmiş. Cedar Rapids'le tanışmış ve ardından birkaç çocuk doğurmuştur. | Open Subtitles | متزوجة من رجل يدعى كالفيرت إنتقلو إلى سيدار رابيدس ولهم أطفال |
Son derece pahalı havyarları Calvert Sokağı'ndaki bir dükkandaki son teknoloji müzik setleriyle takas ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتاجرين بكافيار غالي جداً بمقابل أجهزة مسجلات راقية في محل بشارع كالفيرت. |
Şimdi , Calvert'ın ölümü , ve duyduğum , Cedar Rapids ölmüş. | Open Subtitles | الآن كالفيرت ميت وسيدار رابيدس، أيضا |
Bu Birdee Calvert değil mi? | Open Subtitles | حسناً, إذا لم تكن تلك بيردي كالفيرت |
Umarım hala müsait olurum. Sağolun Bayan Calvert. | Open Subtitles | إن كنت متواجداً شكراً لكِ, سيدة كالفيرت |
Katil tarafından Calvert Sitesi'ndeki evlerine girmek için kullanılmış. | Open Subtitles | هو كان مستعمل من قبل القاتل لدخول بيت كالفيرت... العمارة السكنية خلال مدخل المرآب. |
DS Ripley, lütfen Bayan Calvert'e evine kadar eşlik edin. | Open Subtitles | ريبلي, أرجوك أحط منزل السيدة كالفيرت |
Belki bu sefer Calvert plantasyonuna gidebilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني هذه المرة (الوصول لمزرعة (كالفيرت |
Bana arkadaşın Calvert Rigdon'dan bahset. | Open Subtitles | (إذا أخبرني عن صديقك القديم (كالفيرت ريجدون |
Dedektif Burkhardt, Griffin. Bu hanım Rosalee Calvert. | Open Subtitles | ، (أيُها التحريان (بيركهارد) و (غريفين (هذهِ هي (روزلي كالفيرت |
George Calvert'ın kızı ve Frederick Calvert'ın kardeşiyim. | Open Subtitles | أنا إبنة (جورج كالفيرت)، وشقيقة (فريدريك كالفيرت). |
Siz gittiğinizde bir zaman gelecek... - ...ve Salvation'ın sonu Calvert gibi olacak. | Open Subtitles | سيحلّ يوم نغادر فيه جميعًا، وسينتهي مطاف (سالفيشن) كـ (كالفيرت) |
- Calvert 1868 yılında Oklahoma'nın bir kasabasıydı. | Open Subtitles | "كالفيرت) كانت بلدة ضمن) ولاية (أوكلاهوما) عام 1868" |
Calvert'tan bahsediyorsak her şeyi Quentin Turnbull yaptı. | Open Subtitles | في حالة (كالفيرت) كانت فعلة (كوينتن تورنبل) |
Calvert'a Zaman Efendileri'nden aldığım bir görev için gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت (كالفيرت) في مهمة من قبل سادة الزمان |
Turnbull da sonraki gün Calvert'a saldırdı. | Open Subtitles | و(تورنبل) هاجم (كالفيرت) في اليوم التالي لرحيلي |
Evet, ama düşündüğünüz gibi değil. Calvert'tan gitmek, bu çağı terk etmek hayatımda verdiğim en zor kararlardandı. | Open Subtitles | نعم، ولكن ليس كما تظن، ترك (كالفيرت)، ترك ذلك العصر |
Turnbull'un Calvert'a yapacaklarını bilseydin yine de gider miydin? | Open Subtitles | إن علمت ما كان سيفعله (تورنبل) بـ (كالفيرت)، هل كنت ستغادر؟ |
Ben genç sahip Calvert'in yatak kancığıyım. | Open Subtitles | أنا عاهرة سيدي (كالفيرت) الشاب |
Birdee Calvert. | Open Subtitles | - بيردي كالفيرت |