Bunu kontrol etmek için tek yolumuz içeri hırsız gibi sızmak. | Open Subtitles | الطرقة الوحيدة لتفقد ذلك هي الدخول متلصصين كاللصوص الحقيقين |
Sadece insanların evine giriyorsun diye lanet bir hırsız gibi görünmene gerek yok. | Open Subtitles | مجرد إقتحامك لبيوت الناس ليس داعياً لأن تبدو كاللصوص |
Biraz asit almıştık, mutfak döşemesinde sevişip bir çift hırsız gibi kaçmıştık. | Open Subtitles | أخذنا بعضاً من الحمض, تطارحنا الغرام على أرضية المطبخ, وهربنا كاللصوص. |
Bir haydut gibi yüzüstü bırakıp gittim hiç bir açıklama yapmadan. | Open Subtitles | هربت منكِ كاللصوص... دون أي تفسير. |
Sebepsiz olarak... bir haydut gibi kaçtım senden. | Open Subtitles | هربت منكِ كاللصوص... دون أي تفسير. |
- Hey, Blondie. Buraya gelip bizi hırsızlar gibi muamele etmek için cesaretin var. | Open Subtitles | لديكِ الشجاعة للقدوم إلى هنا وتعامليننا كاللصوص. |
Madem hırsızlar gibi davranıyoruz göz önünden çekilmemizi öneririm. | Open Subtitles | الآن، منذ أننا بدأنا نتصرف كاللصوص المتعاونين مارأيك بالابتعاد على مرأى العامة! |
Öyleyse bile, bence bu delilikse bunun gün ışığında, geceleyin bir hırsız gibi gizlice yapılmasından daha iyi olacağını biliyorum. | Open Subtitles | حتى إن كنت كذلك، وإن ظننت من أن هذا جنون أعلم من أنه سيكون من الأفضل القيام به في وضح النهار عوضاً عن التسلل ليلاً كاللصوص |
Bir şey ifade eder mi bilmem, ama Hugo bana hırsız gibi gelmiyor. | Open Subtitles | هيوجو لم يضربني كاللصوص. |
Sizce hırsız gibi mi görünüyoruz? | Open Subtitles | أنبدو كاللصوص بالنسبة لك؟ |
hırsız gibi saraya girdi. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} لقد اقتحم القلعة كاللصوص. |
hırsız gibi kaçmana hiç gerek yok. | Open Subtitles | لافائدة من الهرب كاللصوص |
hırsız gibi buraya geldiler. | Open Subtitles | جاءوا إلى هنا كاللصوص |