Ben de, Cummings'in bize, kutulardan birinin şematiğini verdiğinden bahsediyordum. | Open Subtitles | كنت أشرح الان أن كامينج) أعطانا تخطيطاً) لإحدى هذه العبوات |
Cummings olayını halka açarsak bu makamın güvenilirliği yok olur. | Open Subtitles | (ولو أعلنا عن موضوع (كامينج فإن مصداقية هذه الإدارة ستنهار |
Walt Cummings, Palmer suikastini tezgahlayıp,... suçu Bauer'in üzerine attığını itiraf etmiş. | Open Subtitles | (لقد اعترف (والت كامينج) أنه من دبر اغتيال (ديفيد بالمر (للإيقاع بـ(باور |
Yazıyı geri çekme yetkim yok Bay Cummings. Ben sadece Bay Hunsecker'ın sekreteriyim. | Open Subtitles | ليس لديّ القدرة على التراجع سيد (كامينج) أنا سكرتيرة السيد (هانسيكر) فحسب |
Cummings, Çin'in sorgulayamaması için Bauer'ın ölmesini istiyor. | Open Subtitles | (كامينج) يريد قتل (باور) حتى لا يتمكن الصينيون من استجوابه |
Ne duyduğumu biliyorum, ve Cummings'i tanırım. Siz tanımıyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أعرف ما سمعت، وأعرف (كامينج)، أما أنت فلا |
Sizden yapmanızı istediğim şey, efendim Cummings ile konuşmanız ve emri anladığından emin olmanız. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك يا سيدي هو أن تتحدث إلى (كامينج) حتى تتأكد أنه سيلتزم بأوامرك |
David Palmer, Walt Cummings'in teröristlerle bağlantısını açıklamak üzere olduğu için öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قُتل (ديفيد بالمر) لأنه كان على وشك أن يفضح علاقة (كامينج) بالارهابيين |
Cummings, Palmer'ın cinayeti için bana kurduğu tuzak başarısız olunca beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | وعندما فشل (كامينج) في توريطي بجريمة القتل حاول قتلي |
Cummings'in, Jack'in suikastçısını CTU'ya almak için Spenser'ı kullandığını kanıtlayabiliriz. | Open Subtitles | (يمكننا إثبات أن (كامينج استعمل (سبنسر) لادخال قاتل (جاك) إلى الوحدة |
Novick'in, Cummings'in yanında olmayacağını nereden bileceğiz? | Open Subtitles | والحصول على مساعدته- وكيف نعرف- أن (نوفاك) ليس متورط في هذا الأمر مع (كامينج)؟ |
Davamızı destekleyecek bir şeyler bulmak için Cummings'in geçmişini araştıracağız. | Open Subtitles | خلفيات (كامينج) من اجل أي شيء يمكنه أن يدعم قضيتك لابد أن نعد قناة |
Cummings, hâlâ hayatta olduğunu öğrenince, tekrar peşine düşecektir. | Open Subtitles | عندما سيعرف (كامينج) أنك لازلت على قيد الحياة فسوف يتعقبك ثانيةً |
Fakat sana şunu söyleyebilirim ki; şu an teröristlerin elinde silah amaçlı sinir gazı bulunuyor ve onları zamanında durdurmamız için Walt Cummings son şansımız olabilir. | Open Subtitles | ولكن يمكنني أن اقول لك أن الارهابيين الان بحوزتهم (غاز الأعصاب، وربما كان (والت كامينج هو فرصتنا الأخيرة لايقافهم |
Bay Cummings, teröristlerle birlikte plan yapmaktan suçlu. | Open Subtitles | السيد (كامينج) متهم بالتامر مع الارهابيين |
Silahlanma kodlarını değiştirdiğini biliyoruz, Bay Cummings. | Open Subtitles | نعرف أنكم غيرتم (كود الاطلاق سيد (كامينج |
David Palmer, Walt Cummings'in teröristlerle bağlantısını açıklamak üzere olduğu için öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قُتل (ديفيد بالمر) لأنه كان على وشك الكشف عن تورط (والت كامينج) بالارهابيين |
Sinir gazını istiyorsanız, bağlantınız Cummings. | Open Subtitles | هل تريد غاز الأعصاب؟ (كامينج) هو الحلقة المطلوبة لهذا |
Cummings, teröristlere geçersiz patlatma kodu verildiğini söylüyor. | Open Subtitles | وقال (كامينج) أنه قد أعطى الإرهابيين كود تفجير لا قيمة له |
Erwich'in Cummings'le yaptığı konuşmadan bir ses izi çektim. | Open Subtitles | لقد تمكنت من الحصول على بصمة صوتية (من إتصال (إيرويك) بـ(كامينج |