Anlıyorum. Annen harika bir kadındı. Onu hepimiz çok özleyeceğiz. | Open Subtitles | أنا متفهمة بأن والدتك كانت امرأة لطيفة ونحن جميعاً نفتقدها |
Gördüğüm kişi, sabahın onunda çivi topuk giyen oldukça seksi bir kadındı. | Open Subtitles | كانت امرأة مثيرة جداً ترتدي حذاء ذا كعب عالٍ في العاشرة صباحاً |
Annen hayat dolu bir kadındı. Baban o adamla kaçıp gittiğinde bile... | Open Subtitles | والدتك كانت امرأة نشيطة جدًّا، حتّى بعد رحيل أبيك مع ذاك الرجل. |
Tüm dönem boyunca, arkadaşım ağzını her açtığında benim öğrencilerim bir kadın gördü. | TED | خلال ذلك الفصل الدراسي كله، كلما تكلمت زميلتي، ما شاهدوه طلابي كانت امرأة. |
karşımda 50'li yaşlarının sonlarında bir kadın vardı. Araçta feci halde sıkışmıştı. | TED | كانت امرأة في أخر الخمسينات من عمرها حوصرت بشدة داخل سيارة |
Bu gözleri ile bir sorunu olmayan bir kadındı fakat beyninin görme bölgeleri ile ilgili sorunu vardı. Oksipital kortekste küçük bir tümör vardı. | TED | كانت امرأة لا تعاني من أي مشاكل في عينيها ولكن كانت المشكلة في مناطق الرؤية في المخ. ورم صغير في قشرة مؤخرة المخ. |
O, çok inatçı bir kadındı ama sonumuzun böyle olacağını bilseydim ona çok daha iyi davranırdım hayattayken. | Open Subtitles | كانت امرأة صلبة ولكن إن كنت أعلم بما ستؤول أليه الامور لكنت أكثر لطف معها عندما كانت على قيد الحياة |
Muhteşem bir kadındı ama kocasını elinde tutmayı başaramadı. | Open Subtitles | كانت امرأة رائعة و لكنها لم تعرف كيف تحتفظ بزوجها |
Annem çok güzel, ama çok da yalnız bir kadındı. | Open Subtitles | أمي كانت امرأة بارعة الجمال و وحيدةً جداً. |
İIk eşim Marita, Katie'nin annesi çok güzel bir kadındı. | Open Subtitles | زوجتي الأولى, ماريتا, والدة كاتي كانت امرأة جميلة |
Yani bir kadındı o deniz kadar değişken huysuz ve yola gelmez. | Open Subtitles | انظر, كانت امرأة متقلبة وقاسية وغير قابلة للترويض كالبحر |
Sözde kucaklayıcı görüşünün altında seksapelini ifşa eden şeyler giyen kendinden emin bir kadındı. | Open Subtitles | كانت امرأة واثقة من نفسها حيث يتلائم زيها مع محيط جسمها ملوحاً بالجاذبية الجنسية التى تختفى أسفل ثوبها |
Sayın jüri üyeleri büyükannem mütevazı bir kadındı. | Open Subtitles | السيدات والسادة أعضاء هيئة المحلفين جدتي كانت امرأة بسيطة، ولدت في مزرعة |
Harville'in kızkardeşi çok üstün nitelikli bir kadındı, ve Benwick ona aslında, çok derinden bağlıydı. | Open Subtitles | أخت هارفيل كانت امرأة راقية وعلاقة بينيك بها كانت عميقة |
Harika bir kadındı, değil mi? | Open Subtitles | نعم, أنا متأكد من أنها كانت امرأة رائعة اليس كذلك؟ |
Ya da bir kadın, yumurtalık kanseri olsa ve yumurtalıklarını alsalar? | TED | وماذا لو كانت امرأة مصابة بسرطان المبيض وعليها أن تخضع لاستئصال مبيضيها؟ |
Veya Trina, eğer beyaz bir kadın olsaydı insanların alışılmadık ailevi kararlarını daha farklı yargılayacağını bilen biri. | TED | أو ترينا التي تعرفُ أن الناس تحكمُ على خيارات عائلتها غير المألوفة بطرق مختلفة مما لو كانت امرأة بيضاء. |
Tanya? Başka bir kadın varmış. Frank yalan söylememiş. | Open Subtitles | تينا لقد كانت امرأة أخرى فرانك أخبرنى بالحقيقة |
Harika bir kadın, çok iyi bir anneydi... sıcak, sevecen. | Open Subtitles | لقد كانت امرأة رائعة مُحبة، حَنونة، ولها صوت عذب |
O böyle bir insandı işte. Ve böyle bir insanı elimden aldın. | Open Subtitles | كانت امرأة هذه شيمها، هذه هي المرأة التي سلبتني إيّاها |
dedim "Rosa Parks 1950'li yıllarda Montgomery, Alabama'da yaşayan zayıf ve yaşlı siyah bir kadınmış. | TED | قالت، "تعلمت أن روزا باركس كانت امرأة سوداء ضعيفة عاشت سنة 1950 في مونتغومري، ألاباما. |
Ona bunu her gün söylemeliydim, çünkü her gün mükemmel biriydi. | Open Subtitles | كان علي ان اقول لها كل يوم لأنها كانت امرأة رائعه |
Korumaya çalıştığın bir kadın mıydı? | Open Subtitles | هل كانت امرأة متورطة؟ |
Onun kadın olduğunu daha sonra fark ettim. - Sonra saldırganı gördüm. | Open Subtitles | أدركت في وقت لاحق أنها كانت امرأة ثم رأيت المهاجم |