"كانت تبيع" - Traduction Arabe en Turc

    • satıyordu
        
    • sattığını
        
    • satıyormuş
        
    • satıyorsa bir
        
    Önü kabarık, küçük bir model. Dostum... Pilot, tur satıyordu. Open Subtitles صغيرة مع فقاعات في المقدمة المرشدة كانت تبيع تذاكر الركوب
    Antika şeyler satıyordu. Ayrıca Belediye Başkanına danışmanlık yapıyordu. Open Subtitles كانت تبيع التحف وكانت مستشارة لرئيس البلدة
    Bu yüzden Carnelian'ın hisselerini açıktan satıyordu ve bu yüzden de onu öldürmen gerekmişti. Open Subtitles لهذا السبب كانت تبيع أسهم الشركة و لهذا السبب إحتجتَ لقتلها
    Biri beyin dosyalarını sattığını fark mı etti acaba? Open Subtitles هل تبيّن أحدهم أنها كانت تبيع الملفات العقلية؟
    İlk maktul Barter Party'de ne satıyormuş dedin? Open Subtitles ماذا قلت أن الضحيّة كانت تبيع على موقع المقايضة؟
    Eğer silah satıyorsa bir yerde tedarikçisi olmalı. Open Subtitles حسناً، لو كانت تبيع أسلحة، فلابدّ أنّ لديها مخزون في مكان ما.
    Yolun kenarında meyve satıyordu. Bir at arabası vardı. Open Subtitles كانت تبيع منتوجات جانب الطريق، وكان لديها حصان وعربة
    Kadın doktormuş. Belki uyuşturucu ya da reçete satıyordu. Open Subtitles لقد كانت طبيبة, ربما كانت تبيع أدوية أو وصفات طبية
    Morgan Stanley de kaybedeceklerine oynadığı mortgage menkul kıymetleri satıyordu ve şimdi Virgin Adaları Memur Emekli Sandığı tarafından dolandırıcılıktan mahkemeye verildi. Open Subtitles أيضا شركة مورجان أستانلى كانت تبيع سندات رهونات و هى تراهن ضدها و لقد قامت هيئة متقاعدى الحكومة بفيرجين أيلاند برفع قضية عليها بتهمة الغش و التضليل
    satıyordu araştırma yaptım.. Open Subtitles بأنها كانت تبيع نفسها قمتبالبحثقليلاً..
    Önceleri sadece birkaç arkadaşına satıyordu sonra arkadaşlarının arkadaşları derken iş iyice büyüdü. Open Subtitles لقد كانت تبيع لاثنين من اصدقائها، ثم كبر الموضوع إلى بعض أصدقائهم...
    Birkaç yıl önce, büyük perakendeciler üzerinde "Matematik yapmayacak kadar güzelim" ya da "Ödevimi yapmayacak kadar güzelim, o yüzden abim yapıyor" yazılı kız tişörtleri satıyordu. TED وفقط منذ بضع سنوات، كانت تبيع المتاجر الرئيسة تي شيرتات لفتياتنا الصغار مكتوب عليها أشياء مثل: "أنا جميلة جدًا للقيام بالرياضيات" أو:"أنا جميلة جدًا لأداء واجبي المنزلي لذلك يفعله أخي بدلًا مني."
    Ben tekne arıyordum, o da satıyordu. Open Subtitles وهي كانت تبيع واحداً
    Benden habersiz tekneyi satıyordu. Open Subtitles كانت تبيع القارب من خلفي
    Bu arada Michael'ın kızkardeşi, kendi payından birazını satıyordu. Open Subtitles أخت (مايكل) في هذه الأثناء كانت تبيع أشياء تخصها
    Kız uyuşturucu satıyordu. Open Subtitles لقد كانت تبيع المخدرات
    Dünyanın en büyük sigorta şirketi olan AIG kredi temerrüt swapları denilen türev ürünlerden çok miktarlarda satıyordu. Open Subtitles أيه أى جى أكبر شركات التأمين فى العالم كانت تبيع كميات كبيرة من المشتقات أو الاستثمار البديل التى تدعى عقد التبادل الائتمانى credit default swaps
    Julia Roberts'ın ünlü olmadan önce New York'ta ayakkabı sattığını söylememiş miydin? Open Subtitles ألم تخبرني أن (جوليا روبرت) كانت تبيع الأحذية قبل أن تنجح؟
    AJ, Cynthia'nın evini sattığını söylemişti. - Sahi mi? Open Subtitles (اي جي) ذكر ان (سينثيا) كانت تبيع منزلها
    Mücevherlerini satıyormuş ya da satmaya çalışıyormuş. Open Subtitles ... لقد كانت تبيع مجوهراتها , أو كانت تحاول فعل ذلك , لقد كانت في
    Patronunun Viking temalı birasını satıyormuş. Open Subtitles كانت تبيع بيرة شعار " الفايكنغ " لمديرها
    Eğer silah satıyorsa bir yerde tedarikçisi olmalı. Open Subtitles حسناً، لو كانت تبيع أسلحة، فلابدّ أنّ لديها مخزون في مكان ما.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus