"كانت تخشى" - Traduction Arabe en Turc

    • korktu
        
    • korkuyordu
        
    • korkmuş
        
    • korkuyorsa
        
    • korktuğu
        
    • korktuğunu
        
    Belki de bütün tahminlerin aksine, vasat bir piyanist olacağından korktu. Open Subtitles كانت تخشى أن تصبح عازفة عادية رغم كل التنبؤات.
    İki yıl boyunca başkentteki her kadın gece dışarı çıkmaktan korktu. Open Subtitles كل مرأة في العاصمة كانت تخشى الخروج ليلاً
    Amerika eğer onlar yapmasalardı Rusya'nın Hidrojen bombası yapacağından korkuyordu. Open Subtitles أمريكا كانت تخشى من أنها إذا لم تصنع القنبلة الهيدروجينية، فإن الروس سوف يفعلون
    Çekim bittikten sonra Lena'ya onu bırakması için yalvarmıştım ama film için korkuyordu. Open Subtitles وعندما إنتهى التصوير توّسلت إليها أن تتركه ولكنها كانت تخشى على الفيلم
    Kızın arkadaşlarını ve giyim tarzını hiç sevmezmiş. Babasının onu suçlayacağından korkmuş. Open Subtitles كرِه أصدقاءها وطبيعة ملابسها، كانت تخشى أن يلومها
    Örümceklerden korkuyorsa kesinlikle yanlış evde uyuyor. Open Subtitles إذا كانت تخشى العناكب، فإنها تنام بالمنزل الخاطىء
    Ülkemiz Soğuk Savaş'ı... bu silahları Amerikalılar'a karşı kullanmaktan korktuğu için kaybetti. Open Subtitles بلادنا خسرت الحرب الباردة لأنها كانت تخشى إستخدام هذه الأسلحة ضد الأمريكيين
    Bir araştırma yaptım. Alman kızın boğulmaktan korktuğunu biliyor muydun? Open Subtitles لقد بحثت ووجدت ان الالمانيه كانت تخشى الغرق
    Bence annenin babanı terk etmesi gerekiyordu ama iki küçük kızla bir başına kalmaktan korktu. Open Subtitles فتاتين صغيرتين، كانت .. تخشى أن تكون وحدها
    Babamın çok ileri gitmesinden korktu. Open Subtitles كانت تخشى أن أبي تذهب بعيدا جدا.
    Dikkatleri kendi üzerine çekmeye korktu. Open Subtitles لقد كانت تخشى أن تجلب الانتباه لنفسها
    Beni tekrar dövmesinden korktu. Open Subtitles لقد كانت تخشى بأن يضربني مرةً آخرى
    Eğer kendini bana açarsa, herkesin yaptığı gibi onu yüzüstü bırakmamdan korkuyordu. Open Subtitles كانت تخشى إذا فتحت قلبها لي فسأخذلها كما خذلها الآخرون
    - Onu öldüreceğinden korkuyordu. - Boğazıma sarılıp... Open Subtitles لقد قتلها، كانت تخشى أنه سيقتلها
    Renee, Ben'in onu aldatmasından korkuyordu. Open Subtitles رينيه كانت تخشى ان بين كان يخونها
    cocuklari korkutacagindan korkuyordu. Open Subtitles أجل، كانت تخشى أنها ستخيف الأطفال.
    Ve hayattayken hiç bundan bahsetmedi çünkü eğer bunu öğrenirsem satıp ona yardım edeceğimden korkmuş. Open Subtitles ولم تخبرني طوال فترة حياتها لأنها كانت تخشى أنه لو إكتشفت ذلك سأبيعها وأحاول مساعدتها
    Büyükannesi ölecek diye çok korkmuş. Open Subtitles كانت تخشى أن تموت جدتها، لذلك أتت.
    Ama Jiaying bu heriften korkuyorsa bir nedeni vardır. Open Subtitles لكن إذا(جاي يينغ) كانت تخشى هذا الرجل، فربما ذلك كان لسبب وجيه
    Buraya gelen ya da korktuğu birilerinden bahsetti mi? Open Subtitles هل ذكرت وجود أحد في الجوار؟ هل كانت تخشى أحداً؟ هل من غرباء؟
    korktuğunu söylemişti. Open Subtitles أعني، قالت لي أنها كانت تخشى أن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus