Az önce, Lazar Wolf'un ilk karısı burada duruyordu. | Open Subtitles | فروما ساره، فروما ساره زوجة ليزر وولف الأولى كانت تقف هنا منذ دقيقة مضت |
hatırladın mı... sen o gün burada oturuyordun Ve benim annem, orada duruyordu, ve kendi varlığı için rica ediyordu. | Open Subtitles | هل تتذكر الأن ذلك اليوم الذي أنت أُجلست هنا وأمي كانت تقف هناك وتستجدى منك ثروتها الخاصة |
Az evvel burada duruyordu, ölmek istercesine bomboştu ve hiçbir şeydi. | Open Subtitles | كانت تقف هناك فارغة كما لو أنها أرادت الموت |
Şurada durup, röntgen filmi için elini uzatışını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أنها كانت تقف هناك وتحمل الأشعة فى يديها |
Şurada durup, röntgen filmi için elini uzatışını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أنها كانت تقف هناك وتحمل الأشعة فى يديها |
Üstünde hastane kıyafetleriyle uzunca bir süredir yol kenarında titreyerek bekliyordu. | Open Subtitles | كانت تقف مرتدية رداء المشفى على جانب الطريق وترتجف لمدة طويلة |
Bu ceketin sahibi olan kadın yatağımın ucunda bekliyordu. | Open Subtitles | امراه ما , اينما تكون تمتلك هذه الستره اللعينه لقد كانت تقف فى نهايه السرير |
Gerçekleri anlat; kadın nerede duruyordu, sen kaçla gidiyordun falan. | Open Subtitles | أين كانت تقف المرأة، كم كانت سرعتك عند قيادتك |
Yakınımdaki birinin öleceğini söylediğinde tam yanımda duruyordu. | Open Subtitles | ماقالته بخصوص شخص قريب مني سيموت, كانت تقف هناك إلى جانبي مباشرة |
Onu bulduğumuzda tek başına duruyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تقف دون مساعدة أحد عندما وصلنا اليها |
Olamaz, tam önümüzde duruyordu. | Open Subtitles | لا يُمكن أن يكون ذلك صحيحاً. كانت تقف أمامي مُباشرة. |
İki uzun bacak kemiği vardı, bu yüzden dik duruyordu. | Open Subtitles | كان لديها عظمتا قدم طويلتان، لذا فمن المُرجح أنها كانت تقف بإستقامة، |
Detaylı bir incelenme, butlarının kalçasıyla birleştiğini göstermiştir ki, ...hayattayken, aslında çok daha dik duruyordu. | Open Subtitles | نظرة على شكل إلتقاء فخذيه بحوضه أثبتت أنها في الحقيقة كانت تقف بشكلٍ مستقيم قليلاً |
Bana çok yakın duruyordu, konsantre olamadım. | Open Subtitles | كانت تقف على مقربة كبيرة مني، لم استطع التركيز |
Ama şimdi burada duruyordu eğer Bunu tanıyamıyor | Open Subtitles | لكنها لو كانت تقف هنا الآن لن أستطيع الإعتراف بهذا |
Gecenin ortasında, yağan yağmurun altında ayakta duruyordu, şemsiyenin altında, pijamaları ile, yalın ayak, evi alevler içindeyken. | TED | فقد كانت تقف في منتصف الليل والامطار تهطل بغزارة ومعها مظلة .. وملابس النوم .. بأقدام عارية بينما كان منزلها تلتهمه النيران |
Sen yolda yürürken insanlar durup bakardı. | Open Subtitles | الناس كانت تقف فقط لرؤيتك وأنت تعبرين الطريق |
Umudu olsaydı burada durup ona ilaç vermeni beklemezdi. | Open Subtitles | لو كانت تتشبّثُ بالأمل لما كانت تقف في الدّور تنتظركَ لتطلبَ المزيدَ من العقاقير |
Bir gün The Cheesecake Factory sırasında bekliyordu ve bum. | Open Subtitles | كانت تقف في الطابور في مصنع فطائر الجبن في أحد الأيام و بوووم |
Yatağımın ucunda bekliyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تقف فى نهايه السرير |